🎈 Müminun 97 98 Türkçe Okunuşu

Onlarınyanımda bulunmalarından da sana sığınırım Rabbim! (97-98) Sen de ki: "Ya Rabbi! Şeytanların vesveselerinden, onların yanımda bulunmalarından Sana sığınırım!" "Ve sana (hakikatimdeki koruyucu Esma'na) sığınırım Rabbim, çevremde bulunmalarından. Başlangıçtanİleri Seviyeye Kapsamlı İspanyolca Eğitim SetiA1-C2 seviyesi İspanyolca kursu - Çok kapsamlı, Bol örnekli; Egzersizler, Ödevler, Diyaloglar ve Metin Tercümeleri ilePuan: 4,5 / 53826 yorumToplam 25 saat210 dersTüm DüzeylerGeçerli fiyat: $14.99Orijinal fiyat: $74.99. Siner Academy. Veonların benim yanımda bulunmalarından da Sana sığınırım Rabbim.” (Müminun Suresi, 97-98) وَقُل رَّبِّ اغْفِرْ وَارْحَمْ وَأَنتَ خَيْرُ الرَّاحِمِينَ. Ve de ki: “Rabbim bağışla ve merhamet et, Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın.” (Müminun Suresi, 118) Ve onların benim yanımda bulunmalarından da Sana sığınırım Rabbim. (Müminun Suresi, 97-98) وَقُل رَّبِّ اغْفِرْ وَارْحَمْ وَأَنتَ خَيْرُ الرَّاحِمِينَ Ve de ki: Rabbim bağışla ve merhamet et, Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın. (Müminun Suresi, 118) Müminun suresi 97 ve 98. ayetler وَقُل رَّبِّ أَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ وَأَعُوذُ بِكَ رَبِّ أَن يَحْضُرُونِ Okunuşu : Ve kul rabbi eûzu bike min hemezâtiş şeyâtîn (şeyâtîni). Ve eûzu bike rabbi en yahdurûni. Anlamı : TAHRİM SURESİ TÜRKÇE OKUNUŞU. 1.Ya eyyuhennebiyyu lime tuharrimu ma ehallellahu leke tebteğıy merdate ezvacike vallahu ğafurun rahıymun. Ayet ve dualarla 3 harflilerden korunmak için Allah’a sığınarak yardım dilemek kötülüklerden korunabilmek için yapılacak en doğru şeydir. Allah-u Teala yarattığı tüm canlıları bir sebebi olduğu için yaratmıştır. Türkçedeışgın ya da ışgın otu adıyla kitap dilinde yaygındır ve halk dilinde de bu ve bunun varyasyonları ( ışkın, ıçgın, ıçkın, uçkun, uçgun, uşgun, uşkun, aşgın, aşkın, eşkin, eşgin) kullanılır [1]. Orta Türkçe dönemine ait Divânu Lügati't-Türk 'te «ışgun» ( اِشْغُنْ) biçiminde geçer ve MüminunSûresi: 29. Âyet. Okunuşu: “Rabbi enzilnî munzelen mubâraken ve ente hayrul munzilîn.” Anlamı: “Ey Rabbim! Beni bereketli bir yere kondur. Sen konuk edenlerin en hayırlısısın.” Müminun Sûresi: 97-98. Âyetler. Okunuşu: “Rabbi eûzu bike min hemezâtiş şeyâtîn. Ve eûzu bike rabbi en yahdurûni.” XNfj. Kuran-ı Kerim'de Allah'a iman eden müminlerin ölümden sonraki hayatta karşılaşacakları mükafatlardan bahsederken iman etmeyenlerin büyük bir gaflette olduğunun aktarıldığı suredir. Peygamber Efendimiz ve Buhari, surenin kıymetini aktararak sıklıkla okunmasını tavsiye eKuran-ı Kerim’in 23. Suresi olan Müminin Suresi, inanmayanların ve iman etmeyenlerin başına gelecekleri anlatıldığı için okunması ve ibret alınması çok önemlidir. İman edip Allah’ın emir ve yasaklarını dinleyen ve hayatlarını ona göre yaşayan kişilerin ise karşılaşacakları mükafatlardan bahsetmektedir. Kuran-ı Kerim’in 341. Sayfasında yer alan sure toplamda 118 ayetten oluşmaktadır. MÜMİNUN SURESİ FAZİLETLERİPeygamber Efendimiz Müminun Suresi’nin okunmasıyla ilgili Her kim Müminun Suresini okumaya devam ederse, ölüm anında melekler, o kimseye cennetlerle onu müjdeler’ hadisi şerifini buyurmuştur. Müminin Suresini düzenli olarak okumanın faziletleri şöyledir - Yolculuğa çıkan kişilerin Müminin Suresini özellikle de 26. Ayetinin okumaları tavsiye edilir. Bu kişilerin kazasız belasız yolculuklarını tamamlayacaklarına rivayet edilir. - Bela ve kazadan, her türlü kötülükten korunmak ve Allah’a sığınmak için de Müminin Suresinin okunması önerilmektedir. Bunun için özellikle 93-94. Ayetlerin okunması rivayet edilmektedir. - 7 gün boyunca 7’şer defa okunması durumunda her türlü cilt hastalığının şifa bulacağı inanılmaktadır. - Müminun Suresini düzenli olarak okuyan kişilerin imanın güçleneceğine ve takva sahibi biri olacağına inanılır. - Buhranlı bir süreç içine giren kişinin depresyondan çıkması ve ruhunun feraha ermesi için Müminun Suresi okuması tavsiye edilmektedir. HADİSLERDE MÜMİNUN SURESİPeygamber Efendimiz Müminin Suresinin okunmasının kıymetini ifade etmek için şu hadis-i şerifleri buyurmuştur Bana on âyet indi ki, kim hakkını vererek hükmünü yerine getirerek yaşayarak onları okursa, Cennete girer Bu, Müminun Suresinin ilk on ayetidir.’ Her kim Müminun Suresini okumaya devam ederse, ölüm anında melekler, o kimseye cennetlerle onu müjdeler.’ MÜMİNUN SURESİ OKUNUŞU 1. Kad eflehal mu’minun 2. Ellezîne hum fî salatihim haşiun 3. Vellezîne hum anil lağvi mu’ridun 4. Vellezîne hum liz zekati faîlun 5. Vellezîne hum li furucihim hafizun 6. İlla ala ezvacihim ev ma meleket eymanuhum fe innehum ğayru melumîn 7. Fe menibteğa verae zalike fe ulaike humul adun 8. Vellezîne hum li emanatihim ve ahdihim raun 9. Vellezîne hum ala salevatihim yuhafizun 10. ulaike humul varisun 11. Ellezîne yerisunel firdevs hum fîha halidun 12. Ve le kad halaknel insane min sulaletim min tîyn 13. Summe cealnahu nutfeten fî kararim mekîn 14. Summe halaknen nutfete alekaten fe halaknel alekate mudğaten fe halaknel mudğate îzamen fe kesevnel îzame lahmen summe enşe’nahu halkan ahar fe tebarakellahu ahsenul halikîyn 15. Summe innekum ba’de zalike le meyyitun 16. Summe innekum yevmel kîyameti tub’asun 17. Ve le kad halakna fevkakum seb’a taraika ve ma kunna anil halkî ğafilîn 18. Ve enzelna mines semai maem bi kaderin fe eskennahu fil erdî ve inna ala zehabim bihî le kadirun 19. Fe enşe’na lekum bihî cennatim min nehîyliv ve a’nab lekum fîha fevakihu kesîratuv ve minha te’kulun 20. Ve şeceraten tahrucu min turi seynae tembutu bid duhni ve sîbğil lil akilîn 21. Ve inne lekum fil en’ami le îbrah nuskîykum mimma fî butuniha ve lekum fîha menafiu kesîratuv ve minha te’kulun 22. Ve aleyha ve alel fulki tuhmelun 23. Ve le kad erselna nuhan ila kavmihî fe kale ya kavmî’budullahe mal lekum min ilahin ğayruh e fe la tettekun 24. Fe kalel meleullezîne keferu min kavmihî ma haza illa beşerum mislukum yurîdu ey yetefeddale aleykum ve lev şaellahu le enzele melaikeh ma semî’na bi haza fî abainel evvelîn 25. İn huve illa raculum bihî cinnetun fe terabbesu bihî hatta hîyn 26. Kale rabbinsurnî bima kezzebun 27. Fe evhayna ileyhi enisnaîl fulke bi a’yunina ve vahyina fe iza cae emruna ve farat tennuru fesluk fîha min kullin zevceynisneyni ve ehleke illa men sebeka aleyhil kavlu minhum ve la tuhatîbnî fillezîne zalemu innehum muğrakun 28. Fe izesteveyte ente ve mem meake alel fulki fe kulil hamdu lillahillezî neccana minel kavmiz zalimîn 29. Ve kur rabbi enzilnî munzelem mubarakev ve ente hayrul munzilîn 30. İnne fî zalike le ayativ ve in kunna le mubtelîn 31. Summe enşe’na mim ba’dihim karnen aharîn 32. Fe erselna fîhim rasulem minhum enî’budullahe ma lekum min ilahin ğayruh e fe la tettekun 33. Ve kalel meleu min kavmihillezîne keferu ve kezzebu bi likail ahîrati ve etrafnahum fil hayatid dunya ma haza illa beşerum mislukum ye’kulu mimma te’kulune minhu ve yeşrabu mimma teşrabun 34. Ve lein eta’tum beşeram mislekum innekum izel lehasirun 35. E yeîdukum ennekum iza mittum ve kuntum turabev ve îzamen ennekum muhracun 36. Heyhate heyhate lima tuadun 37. İn hiye illa hayatuned dunya nemutu ve nahya ve ma nahnu bi meb’usîn 38. İn huve illa raculuniftera alellahi kezibev ve ma nahnu lehu bi mu’minîn 39. Kale rabbinsurnî bima kezzebun 40. Kale amma kalîlil le yusbihunne nadimîn 41. Fe ehazethumus sayhatu bil hakkî fe cealnahum ğussa fe bu’del lil kavmiz zalimîn 42. Summe enşe’na mim ba’dihim kurunen aharîn 43. Ma tesbiku min ummetin eceleha ve ma yeste’hîrun 44. Summe erselna rusulena tetra kullema cae ummeter rasuluha kezzebuhu fe etba’na ba’dahum ba’dav ve cealnahum ehadîs fe bu’del li kavmil la yu’minun 45. Summe erselna musa ve ehahu harune bi ayatina ve sultanim mubîn 46. İla fir’avne ve meleihî festekberu ve kanu kavmen alîn 47. Fe kalu enu’minu li beşerayni mislina ve kavmuhuma lena abidun 48. Fe kezzebuhuma fe kanu minel muhlekîn 49. Ve le kad ateyna musel kitabe leallehum yehtedun 50. Ve cealnebne meryeme ve ummehu ayetev ve aveynahuma ila rabvetin zati karariv ve meîyn 51. Ya eyyuher rusulu kulu minet tayyibati va’melu saliha innî bima ta’melune alîm 52. Ve inne hazihî ummetukum ummetev vahîdetev ve ene rabbukum fettekun 53. Fetekkatau emrahum beynehum zubura kullu hîzbim bima ledeyhim ferihun 54. Fezerhum fî ğamratihim hatta hîyn 55. E yahsebune ennema numidduhum bihî mim maliv ve benîn 56. Nusariu lehum fil hayrat bel la yeş’urun 57. İnnellezîne hum min haşyeti rabbihim muşfikun 58. Vellezîne hum bi ayati rabbihim yu’minun 59. Vellezîne hum bi rabbihim la yuşrikun 60. Vellezîne yu’tune ma atev ve kulubuhum veciletun ennehum ila rabbihim raciun 61. ulaike yusariune fil hayrati ve hum leha sabikun 62. Ve la nukellifu nefsen illa vus’aha ve ledeyna kitabuy yentîku bil hakkî ve hum la yuzlemun 63. Vel kulubuhum fî ğamratim min haza ve lehum a’malum min duni zalike hum leha amilun 64. Hatta iza ehazna mutrafîhim bil azabi iza hum yec’erun 65. La tec’erul yevme innekum minna la tunsarun 66. Kad kanet ayatî tutla aleykum fe kuntum ala a’kabikum tenkisun 67. Mustekbirîne bihî samiran tehcurun 68. E fe lem yeddebberul kavle em caehum ma lem ye’ti abaehumul evvelîn 69. Em lem ya’rifu rasulehum fe hum lehu munkirun 70. Em yekulune bihî cinneh bel caehum bil hakkî ve ekseruhum lil hakkî karihun 71. Ve levittebeal hakku ehvaehum le fesedetis semavatu vel erdu ve men fîhinn bel eteynahum bi zekrihim fe hum an zikrihim mu’ridun 72. Em tes’eluhum harcen fe haracu rabbike hayruv ve huve hayrur razikîyn 73. Ve inneke le ted’uhum ila sîratîm mustekîym 74. Ve innellezîne la yu’minune bil ahîrati anis sîratî lenakibun 75. Ve lev rahîmnahum ve keşefna ma bihim min durril leleccu fî tuğyanihim ya’mehun 76. Ve le kad ehaznahum bil azabi fe mestekanu li rabbihim ve ma yetedarraun 77. Hatta iza fetahna aleyhim baben za azabin şedîdin iza hum fîhi mublisun 78. Ve huvellezî enşee lekumus sem’a vel ebsara vel ef’ideh kalîlem ma teşkurun 79. Ve huvellezî zeraekum fil erdî ve ileyhi tuhşerun 80. Ve huvellezî yuhyî ve yumiytu ve lehuhtilaful leyli ven nehar e fe la ta’kîlun 81. Bel kalu misle ma kalel evvelun 82. Kalu e iza mitna ve kunna turabev ve îzamen e inna le meb’usun 83. Le kad vuîdna nahnu ve abauna haza min kablu in haza illa esatîyrul evvelîn 84. Kul li menil erdu ve men fîha in kuntum ta’lemun 85. Seyekulune lillah kul efela tezekkerun 86. Kul mer rabbus semavatis seb’î ve rabbul arşil azîym 87. Seyekulune lillah kul e fe la tettekun 88. Kul mem bi yedihî melekutu kulli şey’iv ve huve yuciru ve la yucaru aleyhi in kuntum ta’lemun 89. Seyekulune lillah kul fe enna tusharu 90. Bel eteynuham bil hakkî ve innehum le kazibun 91. Mettehazellahu miv velediv ve ma kane meahu min ilahin izel le zehebe kullu ilahum bima haleka ve leala ba’duhum ala ba’d subhanellahi amma yasîfun 92. Alimil ğaybi veş şehadeti fe teala amma yuşrikun 93. Kur rabbi imma turiyennî ma yuadun 94. Rabbi fe la tec’alnî fil kavmiz zalimîn 95. Ve inna ala en nuriyeke ma neîduhum lekadirun 96. İdfa’ billetî hiye ahsenus seyyieh nahnu a’lemu bi ma yasîfun 97. Ve kur rabbi euzu bike min hemezatiş şeyatîyn 98. Ve euzu bike rabbi ey yahdurun 99. Hatta iza cae ehadehumul mevtu kale rabbirciun 100. Leallî a’melu salihan fîma teraktu kella inneha kelimetun huve kailuha ve miv veraihim berzehun ila yevmi yub’asun 101. Fe iza nufiha fis suri fe la ensabe beynehum yevmeiziv ve la yetesaelun 102. Fe men sekulet mevazinuhu fe ulaike humul muflihun 103. Ve men haffet mevazînuhu fe ulaikellezîne hasiru enfusehum fî cehenneme halidun 104. Telfehu vucuhehumun naru ve hum fîha kalihun 105. E lem tekun ayatî tutla aleykum fe kuntum biha tukezzibun 106. Kalu rabbena ğalebet aleyna şîkvetuna ve kunna kavmen dallîn 107. Rabbena ahricna minha fe in udna fe inna zalimun 108. Kalahşeu fîha ve la tukellimun 109. İnnehu kane ferîkum min îbadî yekulune rabbena amenna fağfir lena varhamna ve ente hayrur rahîmîn 110. Fettehaz tumuhum sîhriyyen hatta ensevkum zikrî ve kuntum minhum tadhakun 111. İnnî cezeytuhumul yevme bima saberu ennehum humul faizun 112. Kale kem lebistum fil erdî adede sinîn 113. Kalu lebisna yevmen ev ba’da yevmin fes’elil addîn 114. Kale il lebistum illa kalîlel lev ennekum kuntum ta’lemun 115. E fe hasibtum ennema halaknakum abesev ve ennekum ileyna la turceun 116. Fe teallellahul melikul hakk la ilahe illa hu rabbul arşil kerîm 117. Ve mey yed’u meallahi ilahen ahara la burhane lehu bihî fe innema hîsabuhu înde rabbih innehu la yuflihul kafirun 118. Ve kur rabbîğfir verham ve ente hayrur rahîmîn MÜMİNUN SURESİ MEALİ gerçekten kurtuluşa ermişlerdir. ki, namazlarında derin saygı içindedirler. ki, faydasız işlerden ve boş sözlerden yüz çevirirler. ki, zekâtı öderler. ki, ırzlarını korurlar. eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri bunun dışındadır. Onlarla ilişkilerinden dolayı kınanmazlar. bunun ötesine geçmek isterse, işte onlar haddi aşanlardır. onlar ki, emanetlerine ve verdikleri sözlere riâyet ederler. ki, namazlarını kılmağa devam ederler. bunlar varis olanların ta kendileridir. Firdevs cennetlerine varis olurlar. Onlar orada ebedî kalacaklardır. biz insanı, çamurdan süzülmüş bir özden yarattık. onu az bir su meni hâlinde sağlam bir karargâha ana rahmine yerleştirdik. bu az suyu “alaka” hâline getirdik. Alakayı da “mudga” yaptık. Bu “mudga”yı da kemiklere dönüştürdük ve bu kemiklere de et giydirdik. Nihayet onu bambaşka bir yaratık olarak ortaya çıkardık. Yaratanların en güzeli olan Allah’ın şânı ne yücedir! ey insanlar siz bunun ardından muhakkak öleceksiniz. yine muhakkak siz, kıyamet gününde tekrar diriltileceksiniz. biz sizin üzerinizde yedi yol yarattık. Biz yarattıklarımızdan habersiz değiliz. gökten belli bir ölçüde su indirdik de faydalanmanız için onu yeryüzünde tuttuk. Bizim onu tamamen gidermeye de muhakkak gücümüz yeter. sizin için hurma bahçeleri ve üzüm bağları meydana getirdik. Bu bağ ve bahçelerde sizin için pek çok meyveler vardır ve siz onlardan yiyorsunuz. o su ile Sîna dağında biten bir ağaç zeytin ağacı yarattık ki hem yağ, hem de yiyenlere katık verir. sizin için elbette bir ibret vardır. Onların içlerindeki sütten size içiririz. Onlarda sizin için daha birçok faydalar da vardır ve onlardan yersiniz de. üzerinde ve gemilerde taşınırsınız. biz, Nûh’u kendi kavmine peygamber olarak gönderdik de, “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin O’ndan başka hiçbir ilâhınız yoktur. Allah’a karşı gelmekten hâlâ sakınmaz mısınız?” dedi. üzerine kendi kavminden inkâr eden ileri gelenler şöyle dediler “Bu ancak sizin gibi bir beşerdir, size üstünlük taslamak istiyor. Eğer Allah dileseydi, bir melek gönderirdi. Biz önceki atalarımızdan böyle bir şey duymadık.” 25.“Bu, ancak cinnet getirmiş bir adamdır. Öyle ise bir müddet onu gözetleyiniz.” 26.Nûh, “Rabbim! Beni yalanlamalarına karşı bana yardım et!” dedi. üzerine Nûh’a, “Bizim gözetimimiz altında ve vahyimize göre o gemiyi yap” diye vahyettik. “Bizim emrimiz gelip de tandır kaynamaya başlayınca, sular coşup taştığında Nûh’a dedik ki “Her cins canlıdan erkekli dişili birer çift, bir de kendileri aleyhinde daha önce hüküm verilmiş olanlardan başka aileni gemiye al ve zulmeden kimseler hakkında bana hiç yalvarma! Şüphesiz onlar suda boğulacaklardır.” ve beraberindeki kimseler, gemiye bindiğiniz zaman “Bizi zalim kavmin elinden kurtaran Allah’a hamd olsun” de. de ki “Ey Rabbim! Beni bereketli bir yere kondur. Sen, konuk edenlerin en hayırlısısın.” bu olayda ibretler vardır. Biz gerçekten kullarımızı imtihan ederiz. onların Nûh kavminin ardından başka bir nesil yarattık. kendilerinden, “Allah’a kulluk edin, sizin O’ndan başka hiçbir ilâhınız yoktur, hâlâ O’na karşı gelmekten sakınmaz mısınız?” diye öğüt veren bir peygamber gönderdik. peygamberin kavminden, Allah’ı inkâr eden, ahireti yalanlayan ve bizim dünya hayatında kendilerine bol bol nimet verdiğimiz ileri gelenler şöyle dediler “O da ancak sizin gibi bir insandır. Sizin yediğiniz şeylerden yiyor, içtiğiniz şeylerden içiyor.” 34.“Andolsun, kendiniz gibi bir beşere itaat ederseniz mutlaka ziyana uğrarsınız.” 35. “O, öldüğünüz, toprak ve kemik hâline geldiğiniz zaman sizin tekrar mutlaka diriltilip çıkarılacağınızı mı vaad ediyor?” 36.“Hâlbuki bu size vaad olunan şey, ne kadar da uzak!” 37.“Hayat, bu dünya hayatından ibarettir. Ölürüz ve yaşarız. Biz tekrar diriltilecek değiliz.” 38. “Bu, Allah’a karşı yalan uyduran bir kimseden başkası değildir. Biz ona inanmayız.” peygamber, “Ey Rabbim! Yalanlamalarına karşı bana yardım et!” dedi. “Yakın zamanda mutlaka pişman olacaklardır!” dedi. onları o korkunç ses, kaçınılmaz olarak kıskıvrak yakalayıverdi de kendilerini çör çöp yığını hâline getirdik. Zalimler topluluğu, Allah’ın rahmetinden uzak olsun! bunların arkalarından başka nesiller yarattık. ümmet, kendi ecelinin önüne geçemez, onu geciktiremez de. arka arkaya peygamberlerimizi gönderdik. Her ümmete kendi peygamberi geldikçe, onu yalanladılar. Biz de onları birbiri ardından helâk ettik ve onları birer ibretli hikâye yaptık. Artık inanmayan bir kavim, Allah’ın rahmetinden uzak olsun! 45, Mûsâ ve kardeşi Hârûn’u mucizelerimizle ve apaçık bir delille Firavun ve ileri gelenlerine peygamber olarak gönderdik de onlar büyüklük tasladılar ve kendilerini büyük görüp böbürlenen bir topluluk oldular. 47. Bu yüzden, “Kavimleri bize kul köle iken, bizim gibi iki insana mı inanacağız” dediler. ikisini de yalanladılar, bu yüzden de helâk edilenlerden oldular. hidayete ersinler diye Mûsâ’ya Kitab’ı Tevrat’ı verdik. oğlu İsa’yı ve annesini büyük bir mucize kıldık ve her ikisini de oturmaya elverişli, akarsulu yüksek bir yere yerleştirdik. peygamberler! Temiz şeylerden yiyiniz ve iyi ameller işleyiniz. Doğrusu ben, sizin yaptığınız şeyleri tamamen bilirim. bu İslâm, tek bir din olarak sizin dininizdir. Ben de Rabbinizim. Öyle ise bana karşı gelmekten sakının. 53.İnsanlar ise, din işlerini kendi aralarında parça parça ettiler. Her grup kendinde bulunan ile sevinmektedir. Muhammed! Sen onları bir zamana kadar, gaflet ve şaşkınlıklarıyla baş başa bırak! 55,56. Kendilerine bol bol verdiğimiz mal ve evlatla onların iyiliğine koştuğumuzu mu sanıyorlar? Hayır, onlar farkına varmıyorlar! azametinden korkup titreyenler, âyetlerine inananlar, ortak koşmayanlar, dönecekleri için verdiklerini kalpleri ürpererek verenler, bunlar hayır işlerine koşuşurlar ve o uğurda öne geçerler. hiçbir kimseye gücünün yettiğinden fazla yük yüklemeyiz. Katımızda hakkı söyleyen bir kitab vardır. Onlar zulme, haksızlığa uğratılmazlar. kâfirlerin kalbleri bu Kur’an’a karşı bir gaflet içindedir. Onların bundan başka yapageldikleri birtakım kötü işleri de vardır. refah ve bolluk içinde olanlarını azapla kıskıvrak yakaladığımız zaman, bakmışsın ki feryat edip duruyorlar. feryat edip durmayın bugün. Zira bizden yardım görmeyeceksiniz. 66, âyetlerim size okunurdu da siz buna karşı büyüklük taslayarak arkanızı döner, geceleyin toplanıp hezeyanlar savururdunuz. bu sözü Kur’an’ı hiç düşünmediler mi? Yoksa kendilerine, önceki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi? da onlar henüz kendi peygamberlerini tanımadılar da o yüzden mi onu inkâr ediyorlar? “O cinnet getirmiş” mi diyorlar? Hayır o, onlara hakkı getirdi. Hâlbuki onların pek çoğu haktan hoşlanmamaktadırlar. hak onların arzularına uysaydı, gökler ile yer ve onlarda bulunanlar elbette bozulur giderdi. Hayır, biz onlara şereflerini Kur’an’ı getirdik. Onlar ise bu şereflerinden yüz çeviriyorlar. Muhammed! Yoksa sen onlardan bir vergi mi istiyorsun da inanmıyorlar? Rabbinin vergisi daha hayırlıdır. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır. sen onları doğru bir yola çağırıyorsun. ahirete inanmayanlar, ısrarla bu yoldan çıkmaktadırlar. onlara merhamet edip başlarına gelen zararı giderseydik, yine de azgınlıkları içinde bocalayıp kalırlardı. biz onları azap ile kıskıvrak yakaladık da yine Rablerine boyun eğmediler ve O’na yalvarıp yakarmadılar. onlara şiddetli bir azap kapısı açtığımızda bir de bakarsın onun içinde ümitsizliğe düşüvereceklerdir. O, sizin için kulakları, gözleri ve gönülleri yaratandır. Ne kadar az şükrediyorsunuz! sizi yeryüzünde yaratıp türetendir. Sadece O’nun huzurunda toplanacaksınız. diriltendir, öldürendir. Gece ile gündüzün birbirini takib etmesi de O’na aittir. Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz? onlar, öncekilerin söyledikleri sözler gibi sözler ettiler. ki “Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını hâline geldikten sonra mı tekrar diriltileceğiz?” biz de bizden önce atalarımız da bununla tehdit edildik. Bu, öncekilerin uydurduğu masallardan başka bir şey değildir. ki “Eğer biliyorsanız söyleyin Yer ve yerde bulunanlar kime aittir?” 85.“Allah’ındır” diyecekler. “Öyle ise siz hiç düşünüp öğüt almaz mısınız?” de. ki “Yedi kat göklerin Rabbi, büyük Arş’ın Rabbi kimdir?” 87. “Allah’ındır” diyecekler. “Öyle ise O’na karşı gelmekten sakınmaz mısınız?” de. ki “Eğer biliyorsanız söyleyin Her şeyin hükümranlığı elinde olan, kendisi koruyan, kendisine karşı korunulamaz olan kimdir?” 89. “Allah’ındır” diyecekler. “Öyle ise nasıl aldanıyorsunuz?” de. 90. Hayır, biz onlara gerçeği getirdik, fakat onlar kesinlikle yalancıdırlar. 91,92. Allah, hiçbir çocuk edinmemiştir. O’nunla birlikte başka hiçbir ilâh yoktur. Öyle olsaydı, her ilâh kendi yarattığını alır götürür ve mutlaka birbirlerine üstün gelmeye çalışırlardı. Gaybı da, görülen âlemi de bilen Allah, onların yakıştırdığı nitelemelerden uzaktır. Onların koştukları ortaklardan çok yücedir. 93,94. De ki “Ey Rabbim! Onlara yöneltilen tehditleri bana mutlaka göstereceksen, beni o zalim milletin içinde bulundurma.” onlara yönelttiğimiz tehditleri sana göstermeye elbette gücümüz yeter. en güzel olan şeyle uzaklaştır. Biz onların yakıştırmakta oldukları şeyleri daha iyi biliriz. ki “Ey Rabbim! Şeytanların vesveselerinden sana sığınırım.” 98.“Ey Rabbim! Onların benim yanımda bulunmalarından da sana sığınırım.” 99,100. Nihayet onlardan birine ölüm gelince, “Rabbim! Beni dünyaya geri gönderiniz ki, terk ettiğim dünyada salih bir amel yapayım” der. Hayır! Bu, sadece onun söylediği boş bir sözden ibarettir. Onların arkasında, tekrar dirilecekleri güne kadar devam edecek, dönmelerine engel bir perde berzah vardır. üfürüldüğü zaman, işte o gün ne aralarında soy-sop yakınlığı kalacak, ne de birbirlerini arayıp soracaklardır. kimin tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. de tartıları hafif gelirse, işte onlar da kendilerini ziyana uğratanların ta kendileridir. Onlar cehennemde ebedî kalacaklardır. yüzlerini yalar ve onlar orada sırıtır kalırlar. “Âyetlerim size okunuyordu da siz onları yalanlıyordunuz, değil mi?” der. da şöyle derler “Ey Rabbimiz! Biz azgınlığımıza yenik düştük ve sapık bir toplum olduk.” 107. “Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar. Eğer tekrar günaha dönersek şüphesiz kendimize zulmetmiş oluruz.” ”Aşağılık içinde kalın orada, artık benimle konuşmayın!” der. “Ey Rabbimiz! Biz inandık, bizi bağışla, bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın” diyen bir grup var idi. ise onlarla alay ediyordunuz. O kadar ki onlar size beni anmayı unutturdu. Onlara hep gülüyordunuz. olmaları sebebiyle, bugün ben onları mükâfatlandırdım. Şüphesiz onlar başarıya erenlerin ta kendileridir. inkârcılara “Yeryüzünde kaç sene kaldınız?” diye sorar. “Bir gün, ya da bir günden daha az bir süre kaldık. Hesap tutanlara sor” derler. şöyle der “Çok az bir zaman kaldınız. Keşke bunu daha önce bilmiş olsaydınız.” 115. “Sizi boşuna yarattığımızı ve bize tekrar döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?” hükümdar olan Allah, yücedir. O’ndan başka hiç ilâh yoktur. O, şerefli ve yüce Arş’ın Rabbidir. hakkında hiçbir delili olmadığı hâlde Allah ile birlikte başka bir ilâha taparsa, onun hesabı ancak Rabbi katındadır. Şüphesiz kâfirler asla kurtuluşa eremezler. 118. De ki “Rabbim! Bağışla, merhamet et. Çünkü sen merhamet edenlerin en hayırlısısın!” Etiket müminun suresi türkçe okunuşu MÜ'MİNUN SURESİ Mü'minun süresinin; nüzül sebebi, konusu, fazileti, okunuşu ve meali.. 0 0 0 1 yıl önce onlinevaaz Müminun Suresi – 341. Sayfa – 18. Cüzün 1. Hizbi Müminun Suresi – 342. Sayfa – 18. Cüzün 1. Hizbi Müminun Suresi – 343. Sayfa – 18. Cüzün 1. Hizbi Müminun Suresi – 344. Sayfa – 18. Cüzün 1. Hizbi Müminun Suresi – 345. Sayfa – 18. Cüzün 1. Hizbi Müminun Suresi – 346. Sayfa – 18. Cüzün 2. Hizbi Müminun Suresi – 347. Sayfa – 18. Cüzün 2. Hizbi Müminun Suresi – 348. Sayfa – 18. Cüzün 2. Hizbi Müminun Suresi Arapça ve Türkçe Oku eflehal mu’minûnmu’minûne. hum fî salâtihim hâşiûnhâşiûne. hum anil lagvi mu’ridûnmu’ridûne. hum liz zekâti fâilûnfâilûne. hum li furûcihim hâfizûnhâfizûne. alâ ezvâcihim ev mâ meleket eymânuhum fe innehum gayru melûmînmelûmîne. menibtegâ verâe zâlike fe ulâike humul âdûnâdûne. hum li emânâtihim ve ahdihim râûnrâûne. hum alâ salavâtihim yuhâfızûnyuhâfızûne. humul vârisûnvârisûne. yerisûnel firdevsfirdevse, hum fîhâ hâlidûnhâlidûne. lekad halaknâl insâne min sulâletin min tîntînin. cealnâhu nutfeten fî karârin mekînmekînin. halaknân nutfete alakaten fe halaknâl alakate mudgaten fe halaknâl mudgate ızâmen fe kesevnâl izâme lahmen summe enşe’nâhu halkan âharâhara, fe tebârakallâhu ahsenul hâlikînhâlikîne. innekum ba’de zâlike le meyyitûnmeyyitûne. innekum yevmel kıyâmeti tub’asûntub’asûne. lekad halaknâ fevkakum seb’a tarâika ve mâ kunnâ anil halkı gâfilîngâfilîne. enzelnâ mines semâi mâen bi kaderin fe eskennâhu fîl ardı ve innâ alâ zehâbin bihî le kâdirûnkâdirûne. enşe’nâ lekum bihî cennâtin min nahîlin ve a’nâbin, lekum fîhâ fevâkihu kesîratun ve minhâ te’kulûnte’kulûne. şeceraten tahrucu min tûri seynâe tenbutu bid duhni ve sıbgın lil âkilînâkilîne. inne lekum fîl en’âmi le ibreten, nuskîkum mimmâ fî butûnihâ ve lekum fîhâ menâfiu kesîratun ve minhâ te’kulûnte’kulûne. aleyhâ ve alâl fulki tuhmelûntuhmelûne. lekad erselnâ nûhan ilâ kavmihî fe kâle yâ kavmi’budullâhe mâ lekum min ilâhin gayruhu, e fe lâ tettekûntettekûne. kâlel meleullezîne keferû min kavmihî mâ hâzâ illâ beşerun mıslukum yurîdu en yetefaddale aleykum, ve lev şâallâhu le enzele melâiketen, mâ semi’nâ bi hâzâ fî âbâinel evvelînevvelîne. huve illâ raculun bihî cinnetun fe terabbasû bihî hattâ hînhînin. rabbinsurnî bimâ kezzebûni. evhaynâ ileyhi enısnaıl fulke bi a’yuninâ ve vahyinâ fe izâ câe emrunâ ve fâret tennûru fesluk fîhâ min kullin zevceynisneyni ve ehleke illâ men sebeka aleyhil kavlu minhum, ve lâ tuhâtıbnî fîllezîne zalemû, innehum mugrakûnmugrakûne. izâsteveyte ente ve men meake alâl fulki fe kulil hamdu lillâhillezî neccânâ minel kavmiz zâlimînzâlimîne. kul rabbi enzilnî munzelen mubâraken ve ente hayrul munzilînmunzilîne. fî zâlike le âyâtin ve in kunnâ le mubtelînmubtelîne. enşe’nâ min ba’dihim karnen âharînâharîne. erselnâ fîhim resûlen minhum eni’budûllâhe mâ lekum min ilâhin gayruhu, e fe lâ tettekûntettekûne. kâlel meleu min kavmihillezîne keferû ve kezzebû bi likâil âhırati ve etrafnâhum fîl hayâtid dunyâ mâ hâzâ illâ beşerun mislukum ye’kulu mimmâ te’kulûne minhu yeşrabu mimmâ teşrabûnteşrabûne. le in ata’tum beşeren mislekum innekum izen le hâsirûnhâsirûne. yaıdukum ennekum izâ mittum ve kuntum turâben ve izâmen ennekum muhracûnmuhracûne. heyhâte limâ tûadûntûadûne. hiye illâ hayâtuned dunyâ nemûtu ve nahyâ ve mâ nahnu bi meb’ûsînmeb’ûsîne. huve illâ raculunifterâ alâllâhi keziben ve mâ nahnu lehu bi mu’minînmu’minîne. rabbinsurnî bimâ kezzebûni. ammâ kalîlin le yusbihunne nâdimînnâdimîne. ehazethumus sayhatu bil hakkı fe cealnâhum gusâen, fe bu’den lil kavmiz zâlimînzâlimîne. enşe’nâ min ba’dihim kurûnen âharînâharîne. tesbiku min ummetin ecelehâ ve mâ yeste’hırûnyeste’hırûne. erselnâ rusulenâ tetrâ, kullemâ câe ummeten resûluhâ kezzebûhu fe etbâ’nâ ba’dahum ba’dan ve cealnâhum ehâdîsehâdîse, fe bu’den li kavmin lâ yu’minûnyu’minûne. erselnâ mûsâ ve ehâhu hârûne bi âyâtinâ ve sultânin mubînmubînin. fir’avne ve meleihî festekberû ve kânû kavmen âlînâlîne. kâlû e nu’minu li beşereyni mislinâ ve kavmuhumâ lenâ âbidûnâbidûne. kezzebûhumâ fe kânû minel muhlekînmuhlekîne. lekad âteynâ mûsâl kitâbe leallehum yehtedûnyehtedûne. cealnâbne meryeme ve ummehû âyeten ve âveynâhumâ ilâ rabvetin zâti karârin ve maînmaînin. eyyuhâr rusulu kulû minet tayyibâti va’melû sâlihâsâlihan, innî bimâ ta’melûne alîmalîmun. inne hâzihî ummetukum ummeten vâhıdeten ve ene rabbukum fettekûni. tekattaû emrehum beynehum zuburâzuburan, kullu hızbin bimâ ledeyhim ferihûnferihûne. zerhum fî gamratihim hattâ hînhînin. yahsebûne ennemâ numidduhum bihî min mâlin ve benînbenîne. lehum fîl hayrâthayrâti bel lâ yeş’urûnyeş’urûne. hum min haşyeti rabbihim muşfikûnmuşfikûne. hum bi âyâti rabbihim yu’minûnyu’minûne. hum bi rabbihim lâ yuşrikûnyuşrikûne. yu’tûne mâ âtev ve kulûbuhum veciletun ennehum ilâ rabbihim râciûnrâciûne. yusâriûne fîl hayrâti ve hum lehâ sâbikûnsâbikûne. lâ nukellifu nefsen illâ vus’ahâ ve ledeynâ kitâbun yantıku bil hakkı ve hum lâ yuzlemûnyuzlemûne. kulûbuhum fî gamratin min hâzâ ve lehum a’mâlun min dûni zâlike hum lehâ âmilûnâmilûne. izâ ehaznâ mutrafîhim bil âzâbi izâ hum yec’erûnyec’erûne. tec’erûl yevme innekum minnâ lâ tunsarûntunsarûne. kânet âyâtî tutlâ aleykum fe kuntum alâ a’kâbikum tenkisûntenkisûne. bihî sâmiran tehcurûntehcurûne. fe lem yeddebberûl kavle em câehum mâ lem ye’ti âbâehumul evvelînevvelîne. lem ya’rifû resûlehum fe hum lehu munkirûnmunkirûne. yekûlûne bihî cinnetun, bel câehum bil hakkı ve ekseruhum lil hakkı kârihûnkârihûne. levittebeal hakku ehvâehum le fesedetis semâvâtu vel ardu ve men fî hinnhinne, bel eteynâhum bi zikrihim fe hum an zikrihim mu’ridûnmu’ridûne. tes’eluhum harcen fe haracu rabbike hayrun ve huve hayrur râzikînrâzikîne. inneke le ted’ûhum ilâ sırâtın mustakîmmustakîmin. innellezîne lâ yu’minûne bil âhırati anis sırâtı le nâkibûnnâkibûne. lev rahımnâhum ve keşefnâ mâ bihim min durrin le leccû fî tugyânihim ya’mehûnya’mehûne. lekad ehaznâhum bil azâbi fe mâstekânû li rabbihim ve mâ yetedarraûnyetedarraûne. izâ fetahnâ aleyhim bâben zâ azâbin şedîdin izâ hum fîhi mublisûnmublisûne. huvellezî enşee lekumus sem’a vel ebsâra vel ef’idete, kalîlen mâ teşkurûnteşkurûne. huvellezî zereekum fîl ardı ve ileyhi tuhşerûntuhşerûne. huvellezî yuhyî ve yumîtu ve lehuhtilâful leyli ven nehârnehâri, e fe lâ ta’kılûnta’kılûne. kâlû misle mâ kâlel evvelûnevvelûne. e izâ mitnâ ve kunnâ turâben ve izâmen e innâ le meb’ûsûnmeb’ûsûne. vuıdnâ nahnu ve âbâunâ hâzâ min kablu in hâzâ illâ esâtîrul evvelînevvelîne. li menil ardu ve men fîhâ in kuntum ta’lemûnta’lemûne. yekûlûne lillâhlillâhi, kul e fe lâ tezekkerûntezekkerûne. men rabbus semâvâtis seb’ı ve rabbul arşil azîmazîmi. yekûlûne lillâhlillâhi, kul e fe lâ tettekûntettekûne. men bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve huve yucîru ve lâ yucâru aleyhi in kuntum ta’lemûnta’lemûne. yekûlûne lillâhlillâhi, kul fe ennâ tusharûntusharûne. eteynâhum bil hakkı ve innehum le kâzibûnkâzibûne. min veledin ve mâ kâne meahu min ilâhin izen le zehebe kullu ilâhin bimâ halaka ve le alâ ba’duhum alâ ba’dba’dın, subhânallâhi ammâ yasıfûnyasıfûne. gaybi veş şehâdeti fe teâlâ ammâ yuşrikûnyuşrikûne. rabbi immâ turiyennî mâ yûadûnyûadûne, fe lâ tec’alnî fîl kavmiz zâlimînzâlimîne. innâ alâ en nuriyeke mâ neıduhum le kâdirûnkâdirûne. billetî hiye ahsenus seyyiete, nahnu a’lemu bi mâ yasıfûnyasıfûne. kul rabbi eûzu bike min hemezâtiş şeyâtînşeyâtîni. eûzu bike rabbi en yahdurûni. izâ câe ehadehumul mevtu kâle rabbirciûni. a’melu sâlihan fîmâ teraktu kellâ, innehâ kelimetun huve kâiluhâ, ve min verâihim berzahun ilâ yevmi yub’asûnyub’asûne. izâ nufiha fîs sûri fe lâ ensâbe beynehum yevme izin ve lâ yetesâelûnyetesâelûne. men sekulet mevâzînuhu fe ulâike humul muflihûnmuflihûne. men haffet mevâzînuhu fe ulâikellezîne hasirû enfusehum fî cehenneme hâlidûnhâlidûne. vucûhehumun nâru ve hum fîhâ kâlihûnkâlihûne. lem tekun âyâtî tutlâ aleykum fe kuntum bihâ tukezzibûntukezzibûne. rabbenâ galebet aleynâ şıkvetunâ ve kunnâ kavmen dâllîndâllîne. ahricnâ minhâ fe in udnâ fe innâ zâlimûnzâlimûne. fîhâ ve lâ tukellimûni. kâne ferîkun min ibâdî yekûlûne rabbenâ âmennâ fagfir lenâ verhamnâ ve ente hayrur râhımînrâhımîne. sıhriyyen hattâ ensevkum zikrî ve kuntum minhum tadhakûntadhakûne. cezeytuhumul yevme bimâ saberû ennehum humul fâizûnfâizûne. kem lebistum fîl ardı adede sinînsinîne. lebisnâ yevmen ev ba’da yevmin fes’elil âddînâddîne. in lebistum illâ kalîlen lev ennekum kuntum ta’lemûnta’lemûne. fe hasibtum ennemâ halaknâkum abesen ve ennekum ileynâ lâ turceûnturceûne. teâlallâhul melikul hakku, lâ ilâhe illâ huve, rabbul arşil kerîmkerîmi. men yed’u meallâhi ilâhen âhare lâ burhâne lehu bihî fe innemâ hısâbuhu inde rabbihi, innehu lâ yuflihul kâfirûnkâfirûne. kul rabbigfir verham ve ente hayrur râhımînrâhımîne.

müminun 97 98 türkçe okunuşu