☃️ Babanın Duası Neden Kabul Olur

Duanınkabul olduğu zamanlar vardır. Yağmur yağdığında, sabah ve yatsı namazı sonrasında yapılan dualar kabul olur. Anne ve babanın duası da kabul olan dualar içerisindedir. Annelerin ve babaların çocukları için yaptığı ağrı duası daha diğerlerine nazaran daha makbuldür. Alim ve salih kişilerin duaları da kıymetlidir. Nedeni belsoğukluğu, doğumdan ve çocuk düşürdükten sonra rahimde parça kalması veya rahim düşüklüğüdür. Hastanın karın bölgesi hassastır, vajinadan cerahatli ve sümüğe benzer akıntı gelir. Aybaşı kanamaları fazla olur.İç huzursuzluğu, altı harfli. Evliliklerinin ikinci yıl dönümü pazar gününe denk geldi. Dualarımızneden kabul olmuyor! İbrahim bin Edhem şöyle demiş: Hakk'ı (Allah'ı) bilir ama emirlerini dinlemezsiniz, Hz. Peygamber'i bilir ama sünnetiyle amel etmezsiniz, Kur'an-ı Resulullahındokuz aydan önce dünyayı teşrif etmiş olduğunu bildirmek olur ki, bu da, noksanlık ve kusurdur. Her bakımdan, her insanın üstünde ve her bakımdan kusursuz olduğu gibi, Âmine validemizi nurlandırdığı zaman da, noksan ve kusurlu değildi. Bu zamanın noksan olması, tıp ilminde kusur sayılmaktadır. Bu geceye mahsus bir namaz yoktur. DidemGerçekten de hamile kadının duası kabul olur mu. Birkaç yerde okudum ve anneliğin kutsal olduğu yazıyordu. Sizce de hamile duası kabul olur mu? Mumsema Hamile kadın duası kabul olur ama her zaman değil o meşakkate o zorluğa katladığı için zaten Allah katında büyük bir sevabı vardır. Annelik İslam dininde çok önemli bir mertebedir. Peygamber [] Mazlumunduası (Tirmizi, Birr, 7/1905)." 30-Sept-2016. Hangi dua reddedilmez? Nihat Hatipoğlu bugün Sabah gazetesinde yayınlanan 'İslam alemi Uhud sonrası gibi' başlıklı yazısında duası geri çevrilmeyecek 3 kişinin kim olduğunu yazdı. Babanın evladına duası, Peygamber'in ümmetine duası gibidir. 2- Misafirin duası. 3 Duasıkabul olanlarÜç kişinin duası kesin kabul olurAnne baba duasıLütfen videoyu beğenmeyi ve Kanalımıza Abone olmayı unutmayın!Abone Olmak için:https://www Kendilerinesalih,anaya babaya itaatkar, dine,vatana,millete yararli,hayirli evlatlar ihsan eyle ya Rabbi! *Mucahifin duası, cihat bitip donunceye kadar duası kabul olur. *Sağlığa kavusuncaya kadar hasta olanın duası kabul edilir. bitkilerin bitmesinesebeb oldugu gibi,dualarda belalarin geri donup ilahi rahmetin gelmesine sebep Ayetelkürsi duasının okuyan kişiler, öbür dünyada yüksek mertebeye erişir. Ayetel kürsi duasını okuyan kişinin kendine olan güveni artar. Ayetel kürsi duasını 313 kere okuyan kişinin istekleri ve duaları kabul olur. Ayetel kürsi duasının okunduğu evde büyü tutmaz. Ayetel kürsi duasının okunup üflendiği nimet c6lP5. Hikmet ehli zatlar buyuruyor kiKendisine dinini imanını öğreten ana babası ondan razı olmadıkça, bir kimse Allahü teâlânın sevgili kulu olamaz. İhsana kavuşma sebebi, anne baba duasıdır. Büyükler, Annesini üzene yapılan dua kabul olmaz. Anne baba duası almayan, bizden dua istemesin dinini imanını öğreten, Ehl-i sünnet itikadı üzere yetiştiren anne babasını üzen, rıza ve dualarını almayan, ölene kadar başını secdeden kaldırmasa bile Cehennemden kurtulması çok bir zat talebeleriyle beraber otururken, dışarıdan bir talebesi gelir, bazı hususları arz ettikten sonra der ki- Efendim filan kişi de sizden dua zat şu cevabı verir- Ben dua etsem Allahü teâlâ duamı kabul talebeler şaşıp kalır, çünkü o dua isteyen, iyi tanıdıkları çok hizmet eden bir arkadaşlarıdır. Bunun üzerine, mübarek zat sözüne devam ederek buyurur ki- Ana babasının duasını almıyor. Onların duasını almazsa Allah ondan razı olmaz. Allahü teâlânın razı olmadığı kişiye, ben dua etsem ne fayda! Benim ona yapacağım dua kabul olmaz. Peygamber efendimiz, Ana babasının duasını almayan, Allah'ın rızasına kavuşamaz buyuruyor, ama şu kardeşinize dua etsem, kabul olur, çünkü duydum ki, annesi ona çok dua ediyormuş. O kadar razıymış ki, Oğlum, sana gündüz ettiğim dua beni tatmin etmiyor, sırf sana dua etmek için geceleri de kalkıyorum. Ya Rabbi, ben bu oğlumdan razıyım, sen de ondan razı ol! Onun tuttuğu taşı altın yap diye dua ediyorum diyormuş. İşte bu kardeşinize dua etsem, elbette kabul mübarek bir zatın talebesi, hocasına şunu anlatırBabamın ölümüne belki 2-3 saat kala onun duasını almak nasip oldu, bana dua etti, ondan sonra da vefat etti. Belki size kavuşmama, bu dua sebep oldu. O zaman 13-14 yaşımdaydım. Babam ağır hastaydı, ama şuuru yerindeydi. Evde yatıyordu. Bir gün canı portakal istedi. Hemen gidip, bir portakal bulup getirdim. Acele soyup, birkaç dilim verdim. Ağzına aldı, iki üç defa biraz suyunu emdi, tamam dedi, alın bunları diye ağzından çıkardı. Ben de, oğlum benden iğrendi demesin diye, ağzından çıkanı geriye koymadım, aldım ağzıma attım. Sen ne yapıyorsun der gibi, yüzüme baktı. Gözleri dolmuştu, bana baktı, baktı, Allah senden razı olsun dedi. Ondan sonra konuşmadı, sonra da vefat etti.Hocası da, Allah senden razı olsun der ve ağlamaya başlar, talebelerin hepsi de ağlarlar. Halil Kılıç Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Sosyal bir varlık olarak insanın olmazsa olmaz özelliklerinden olan iletişimin üç boyutu vardır Kişinin kendisiyle olan iletişimi, diğer mahlûkatla olan iletişimi ve Yaradan’la olan iletişimi. Bu boyutlardan her biri önemli olmakla birlikte Yaradan’la olan iletişimin ayrı bir yerinin ve ehemmiyetinin olduğunda şüphe yoktur. Bu iletişin en temel unsuru, ibadetin özü olan duadır Tirmizî, Deavât, 1. Dua ile insan, her türlü ihtiyacını, dert ve sıkıntısını Yüce Allah’a arz ederek hem kulluğun en önemli gereğini yerine getirmiş hem de istenecek en yüce makamdan istemiş olur. Dua, sonsuz güç ve kudret sahibi olan âlemlerin Rabbinin insana yakın olduğunu hissettiren bir ibadettir. Bundan dolayı Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de kullarının kendisine yönelip dua etmelerini istemiş ve şöyle buyurmuştur “Kullarım, beni senden sorarlarsa, bilsinler ki, gerçekten ben onlara çok yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına icabet ederim. O hâlde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.” Bakara, 2/186 İnsanın psikolojik durumu ve içinde bulunduğu şartlar, Allah’a yönelişini arttırmakta; dert, sıkıntı ve taleplerini O’na daha içten bir şekilde arz etmesine vesile olmaktadır. Kulun bu samimi ve halisane yönelişi, Yüce Allah’ı hoşnut etmekte ve bu yöneliş onun duasının müstecâb olmasını sağlamaktadır. İşte yukarıdaki hadiste zikri geçen üç grup insanın yapacağı duaların müstecâb olmasının nedeni de bu hâllerde yapılan duaların samimi ve içten olmasıdır. Hadiste duasının müstecâb olduğu zikredilen üç sınıftan ilki mazlumdur. Mazlum; baskı ve zulüm altında ezilen, haksızlığa uğrayan, hakkı gasp edilen kişi demektir. Uğradığı haksızlık karşısında yapacak bir şeyi kalmayan mazlum kişi, Yüce Allah’a hâlini açar ve kendisine zulmeden, haksızlık yapan kişiyi tabir-i caizse Allah’a şikâyet eder. Yüce Allah da kendisine canıgönülden sığınan bu kulunu geri çevirmez ve duasına icabet eder. Hadiste zikri geçen ikinci grup ise yolcu olan kişilerdir. Yolculuk ile kişi, vatanından ayrılarak gurbete gider, pek çok meşakkate katlanır, yorgunluk, uykusuzluk gibi insanın acziyetini ortaya çıkaran hâllere maruz kalır. Böyle bir hâlde iken Müslüman bu acziyetini itiraf ederek Yüce Allah’a ellerini açar, dua ve niyazda bulunur. Yüce Allah da samimi bir şekilde kendisine yönelip dua kapısını çalan bu kulunu boş göndermez. Hadis-i şerifte zikri geçen ve duası müstecâb olarak nitelenen son grup ise anne babadır. Her ne kadar hadiste geçen “vâlid” kelimesinin “baba” olduğu ifade edilse de annenin de “vâlid” kelimesinin kapsamına girdiği söylenmiştir. Bazı muhaddisler, bu hadiste “vâlid” kelimesinin baba anlamında olduğunu; ancak anne hakkının baba hakkına göre daha fazla olması hasebiyle söz konusu kavramın kapsamına annenin evleviyetle dâhil olacağını ifade etmişlerdir. Çocuklarının dünyaya gelmesi, büyümesi ve yetişmesinde büyük emek sarf eden, gece gündüz demeden çabalayan anne babalar, onları büyüyünceye kadar kollarında, bir ömür boyu da yüreklerinde taşırlar. Çoğu kez onların hastalık ve sıkıntıları yanında kendi hastalık ve sıkıntılarını görmezden gelirler; meşhur ifadeyle “Yemeyip yedirirler, giymeyip giydirirler.” Evlatlarının her daim iyiliklerle ve hayırlarla karşılaşmaları; her türlü kötülükten ve günahtan uzak olmaları arzusuyla yanıp tutuşurlar. İşte bundan dolayı anne babalar, kendi kanlarından, canlarından bir parça olan evlatları için dua edecekleri zaman canıgönülden dua ederler. İşte, Peygamber’imizin yukarıda zikredilen hadis-i şerifinde, Yüce Allah’ın böyle bir arzu ve iştiyakla kendisinden talepte bulunan anne ve babaların isteğine kesinlikle icabet edeceği bildirilmektedir. Müstecâb dualar arasında anne babanın duasının yer almasının bir diğer hikmeti de anne baba hakkının/hatırının Allah hakkından/hatırından hemen sonra gelmesidir. Nitekim “Allah’a kulluk edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara iyi davranın…” Nisâ, 4/36; “…İşte bunun için insana şöyle emrettik Bana ve anne babana şükret. Dönüş banadır.” Lokmân, 31/14 ayetlerinde ve Hz. Peygamber’in “Rabbin hoşnutluğu anne babanın hoşnutluğuna bağlıdır. Rabbin öfkesi ise, anne babanın öfkesine bağlıdır.” Tirmizî, Birr, 3 sözünde bu hakikat açıkça görülmektedir. Buna göre, anne babaya iyi davranmak, Allah’a ortak koşmama emrinden hemen sonra gelmekte; anne babaya şükranların sunulması Allah’a şükretmekle beraber zikredilmekte ve Allah’ın rızası ve öfkesi anne babanın rızası ve öfkesine bağlanmaktadır. Dolayısıyla Yüce Allah nezdinde böyle bir ayrıcalıklı konuma sahip oldukları için anne babaların, evlatları hakkında yapacakları dualar, geri çevrilmeyen dualar kategorisinde yerini almıştır. Öyleyse, anne babalarını her daim razı edip onların hayır dualarını almak, onları üzecek ve sıkıntıya sokacak her türlü davranıştan uzak durmak ve onları, kendilerini cennete ulaştıracak bir vesile olarak kabul etmek evlatların en temel vazifesi olmalıdır. Nitekim Hz. Peygamber “Ana ve babasına veya onlardan birine yaşlılıklarında yetişip de onlara hizmet ederek cennete giremeyen kimsenin burnu yerde sürülsün Allah müstahakını versin” Müslim, Birr, 9 buyurarak anne babaların, çocuklarını cennete ulaştıracak bir vesile olduklarını açıkça ifade etmiştir. Yüce Allah bizleri zulmetmekten, zulme uğramaktan, mazlumun bedduasını almaktan emin kılsın. Yolculuklarımızı bereketli eylesin ve dünyadan ahirete olan yolculuğumuzu imanla tamamlamayı nasip etsin. Bizleri anne babasına iyilik ve ihsanda bulunup onların hayır dualarını alan evlatlardan ve bereketli bir ömür sürmeleri için evlatlarına dua eden anne babalardan eylesin. Babanın Haksız Bedduası Tutar mı? Benim babam alkol alıyor. Sarhoş ne yaptığını ne de dediğini biliyor yıllardır her türlü zulmü yaptı ev halkına. Kusursuz olamıyoruz. Sarhoş geldiğinde cvp veriyorum yaptığın yanlış yeter artık diyorum. Ağzında beddua sakız gibi. En son trafik kazası geçirdim. Büyük bir kaza. Onun olmasından mutluluk duyan, benim bedduam tuttu diyen bir babadan bahsediyorum. Acımasız beddualar edebiliyor. Böyle bir babanın ettiği beddualar ve evladın babasına olan saygısını yitirmesi durumunda İslami çerçevede durumu nasıl değerlendirmek gerekir. Evladın susması gerekir elbette fakat böyle bir baba karşısında çok mümkün olmuyor. Mum Sema Cevapladı; Hayırlı günler İslam dininde anne ve babaya karşı son derece saygılı olınması gerektiğini emretmiştir. Anne ve babanın hayır dualarını almak için özel çaba sarf etmeliyiz bedualarından sakınmalıyız. Ancak haksız yere alınan beduadan sorumlu değiliz. Anne ve babaya hürmette kusur etmedikçe bu bedua geçerli olmaz şüphesiz Allah herşeyin iç yüzünü bilendir. Ebeveynler evladı üzerinde sonsuz tasarrüfa sahip değiller haksız bedua bu yüzden heçerliliği yoktur. Ancak sizin babanızı red etme veya karşı çıkmanız dinimizde uygun görülmeyen bir davranıştır. Güzel bir dille babanızı sakinleştirin bu mümkün değilse susmanız daha hayırlı olur. Allah yardımcınız olsun inşallah. Kimlerin duası kabul olur? Allahı nerede aramalıyız? Duaları kabul olan üç sınıf insan...Resûlullah Efendimiz şöyle buyurmuştur “Makbûl olduğunda şüphe bulunmayan üç duâ vardır Babanın çocuğuna duâsı; misâfirin duâsı; mazlumun duâsı.”¹ Başka bir hadis-i şerifte “Babanın oğluna duâsı, peygamberin ümmetine duâsı gibidir.”² Zayıflar, kalbi kırıklar ve fakirler Cenâb-ı Hakk’a karşı -tâbiri câizse- “naz ehli”dirler. Allah’tan bir şeyin vukû bulmasını ısrarla niyaz ve ümîd ederek bunu insanlara yeminle söyleseler, Allah Teâlâ onların yüzünü kara çıkarmaz. DUÂSI BOŞA ÇIKMAYANLAR Hadîs-i şerîfte buyrulur “İçinizde saçı-başı dağınık, eski elbiseler içinde, garip görünümlü ve insanların îtibâr etmediği nice kimseler vardır ki, Allâh’a yemin etseler, Allah onların yeminlerini boşa çıkarmaz… Berâ bin Mâlik de onlardandır.” Tirmizî, Menâkıb, 54/3854 NAZ EHLİ Yani böyle kimseler, Cenâb-ı Hakk’a karşı -tâbiri câizse- “naz ehli”dirler. Allah’tan bir şeyin vukû bulmasını ısrarla niyaz ve ümîd ederek bunu insanlara yeminle söyleseler, Allah Teâlâ onların yüzünü kara çıkarmaz. Nitekim Enes bin Mâlikʼin kardeşi olan Berâ’nın dünyaya ait bir dikili taşı bile yoktu. Ölmeyecek miktarda az bir azıkla yaşıyor, fakat fakirliği sabır ve tevekkülle karşılıyordu. Berâ Hz. Ömer zamanındaki harplerden birine katılmıştı. Bu savaşta müslümanlar sayıca çok az olup, zor durumda kalmışlardı. Ordu kumandanı, Berâʼdan Müslümanların zaferi için yemin etmesini ısrarla talep etti. Bunun üzerine Hz. Berâ “Ey Rabbim, onlara karşı zafer ihsân etmen ve beni Nebiyy-i Ekrem Efendimiz’e kavuşturman için Sana yemin ediyorum!..” dedi. Hakîkaten ertesi gün zafer nasîb oldu ve Hazret-i Berâ da şevkle arzuladığı şehâdet şerbetini içti. Hâkim, III, 331/5274 Re­sû­lul­lah Efen­di­miz bi­le, Al­lah’tan za­fer ve yar­dım ta­lep eder­ken mu­hâ­cir­le­rin fa­kir­le­ri ve­sî­le­siy­le ni­yaz­da bu­lu­nur ve şöy­le bu­yu­rur­du “Ba­na za­yıf­la­rı ça­ğı­rı­nız. Çün­kü siz, an­cak za­yıf­la­rı­nızın duâ ve be­re­ke­ti ile rı­zık­lan­dı­rı­lır ve yar­dım edi­lir­si­niz.” Ebû Dâ­vûd, Ci­hâd, 70 ALLAHʼA NEREDE ARAMALIYIZ? Kı­rık ve mah­zun kalple­ri ve­sî­le edi­ne­rek rı­zâ-yı ilâ­hî­ye vâ­sıl ola­bil­mek sa­de­din­de Mâ­lik bin Di­nar’ın şu ri­vâ­ye­ti de ol­duk­ça mâ­ni­dar­dır “Mû­sâ Ce­nâb-ı Hakk’a bir il­ti­câ­sın­da –Yâ Rabbi! Se­nʼi ne­re­de araya­yım!» de­di. Al­lah Te­âlâ bu­yur­du ki –Be­nʼi, kal­bi kı­rık­la­rın ya­nın­da ara!»” Ebû Nu­aym, Hil­ye, II, 364 [1] Ebû Dâvûd, Vitr 29/1536; Tirmizî, Birr 7/1905, Deavât 47; İbn-i Mâce, Duâ 11. [2] Süyûtî, II, 12/4199. Kaynak Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Örnek Ahlâkından 2, Erkam Yayınları İslam ve İhsan

babanın duası neden kabul olur