🌃 Köpeğin Arka Ayakları Üzerinde Durması Bulmaca

GüçlüÖlüm Yıldızı’nda Obi-Wan Kenobi ile birlikte tehlikeli bir göreve çık. Ölüm Yıldızı Nişancısının yanından gizlice geçir ve kimseye yakalanmadan çekici ışını devre dışı bırakmasına yardım et. Sonra Jedi kahramanının güçlü lazer topunu ateşlemeden önce nişancıyı yenmesine yardım et. Bu harika Tıklayınve ayaklar kelimesinin Türkçe - Osmanlıca sözlükte anlamını okuyun. a'sam (Tekili: Usme) Ön ayakları beyaz olan at, geyik veya koyun.https://www Elazığ'da arka ayaklarının üzerinden araç geçen ve veterinerlerin iyileşemez dediği yavru köpek, hayvansever Mehmet Yüksel tarafından yapılan yürüteç ile ayağa kaldırıldı. Kare ve çengel bulmacada sorulan 'Köpeğin ayakta dikilmesi' sorusunun yanıtı 5 harfli dir ve cevaba ise SALTA yazabilirsiniz. SALTA kelimesinin eş anlamlıları.. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 7 harfli ise cevaba İliksiz yazabilirsiniz. Bulmacada Köpeğin arka ayakları üzerinde ayağa kalkması sorusunun cevabı nedir? Videoda, köpeğin önce mutsuz bir şekilde nasıl yemek istediğini, sonra da payını mutlu bir şekilde yediğini görünüyor. Kız arkadaşlarıyla parka gittiğini ve burada bir sokak köpeğiyle tanıştığını söyledi. Köpek arka ayakları üzerinde durdu ve ön ayakları aktif olarak yoldan geçenlerden yiyecek istedi. Kare ve çengel bulmacada sorulan 'Yazın Edebiyat' sorusunun yanıtı 9 harfli dir ve cevaba ise LİTERATÜR yazabilirsiniz. LİTERATÜR kelimesinin eş anlamlıları.. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 8 harfli ise cevaba Edebiyat yazabilirsiniz. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 6 harfli ise cevaba Kaynak yazabilirsiniz. » Edebiyat Polis, sürücü hakkında adli işlem uyguladı. Olay önceki gün, İzmit Tüysüzler Mahallesi Defne Sokak üzerinde meydana geldi. Sokak köpekleri bir kamyonetin etrafında koşmaya başladı. Bu sırada sürücüsünün ismi öğrenilemeyen kamyonet, aracın önünde koşan köpeği ezerek yoluna devam etti. Arka ayaklarından yaralanan Bu rehberde, Among Us oyunundaki üçüncü harita olan Polus’taki görevlerin tamamını listeleyecek ve hepsini kısaca izah edeceğiz. 1. Kazan Odası Görevleri. Bu odada iki görev bulunuyor: Su Kanalını Aç: İki vanayı da saat yönünün tersine doğru çevirin ve gösterge tamamen dolana dek bunu yapmayı sürdürün. Dünyanın en uzun boylu köpeği öldü. Dev George 111 kiloydu. Arka ayakları üzerinde durduğunda da boyu 2 metre 20 cm. Büyük Danimarkalı cinsi köpeğin ölüm haberi George’un resmi Facebook sayfasında açıklandı. Sahibi David Nasser “Dev George’un dün gece öldüğünü kalbimizde derin bir acıyla duyuruyoruz” diye yazdı. yVdmtw. Bulmacalarda, bulmacada, çengel bulmacada, kare bulmacada sorulan Köpeğin arka ayakları üzerine kalkması bulmaca sorusunun cevabı web sayfamızda yer almaktadır. Köpeğin arka ayakları üzerine kalkması nedir? Cevabı merak edilen Köpeğin arka ayakları üzerine kalkması bulmaca cevabı SALTA Bulmacadaki Arama kelimeleri Köpeğin arka ayakları üzerine kalkması bulmacada nedir? SALTA Bulmacada Köpeğin arka ayakları üzerine kalkması Bulmaca sözlüğü Köpeğin arka ayakları üzerine kalkması Sözlük Köpeğin arka ayakları üzerine kalkması Bulmaca çözümü Köpeğin arka ayakları üzerine kalkması SALTA Köpeğin arka ayakları üzerine kalkması tanımı SALTA Çengel bulmacada Köpeğin arka ayakları üzerine kalkması Daha Fazla Bulmaca ve Cevapları Tavsite Siteler Kurumsal Egitimler Bulmaca Bulmaca Muhendislik Okulu Türkçe Arapça Almanca İngilizce İspanyolca Fransızca İbranice İtalyanca Japonca Flemenkçe Lehçe Portekizce Rumence Rusça İsveççe Türkçe ukraynaca Çince Almanca Eş anlamlılar Arapça Almanca İngilizce İspanyolca Fransızca İbranice İtalyanca Japonca Flemenkçe Lehçe Portekizce Rumence Rusça İsveççe Türkçe ukraynaca Çince ukraynaca Bu örnekler aramanıza bağlı olarak kaba sözcükler içerebilir. Bu örnekler aramanıza bağlı olarak günlük dilden sözcükler içerebilir. "Arka ayakları üzerinde" metninin Almanca çevirisi auf seinen Hinterbeinen auf ihren Hinterbeinen auf den Hinterbeinen Bu köpek nihayet onun arka ayakları üzerinde yürüyen sanatını olan. Büyüme, 2 metre arka ayakları üzerinde duruyor. Aşağı baktığımda arka ayakları üzerinde duran ve bedenimi koklayan küçük, beyaz bir yaratık görüyorum. Ich sehe auf eine kleine, weiße Kreatur herab, die auf ihren Hinterbeinen steht und an meinem Körper schnüffelt. Onların ataları her zaman, arka ayakları üzerinde yürümeyi öğrenmişlerdi; fakat bu Primat ikizleri en başından beri dik bir duruşa sahip olmuştur. Ihre Voreltern hatten immer gelernt, auf ihren Hinterbeinen zu gehen, aber diese Primatenzwillinge hielten sich von Anfang an aufrecht. Eğer Zeus arka ayakları üzerinde durmaya karar verirse, çoğu insanı 7 metreden daha fazla kuleye diker. Wenn Zeus sich entscheidet, auf seinen Hinterbeinen zu stehen, wird er die meisten Menschen mit einer Höhe von mehr als 7 Fuß überragen. Doğal olarak, bu hareket arka arka ayakları üzerinde, ve tekrarlıyorum..."hayır" onu iter. Natürlich, diese Bewegung drückt ihn zurück auf seinen Hinterbeinen, und ich wiederhole..."Nein". Önümüzdeki ücret donanımlı uçan makine ve arka ayakları üzerinde yükseltilmiş bir motosiklet, ikinci katılımcının varış hızını aşan hızları hızlandırmak çalışırken eğrisinin yıkıcı yarış. Die zerstörerische Rennen vor der Kurve mit den geladenen ausgestattete Flugmaschine und ein Motorrad, auf seinen Hinterbeinen erhoben, versuchen, auf Geschwindigkeiten größer als die Geschwindigkeit der Ankunft des zweiten Teilnehmers beschleunigen. Videolar, böyle bir köpeğin var olduğu ve sahibinden daha yüksek olması için, onun arka ayakları üzerinde durması yeterli değildir. Die Videos sind zu unwiderlegbaren Beweisen geworden, dass ein solcher Hund existiert und um höher zu werden als der Besitzer, reicht es ihm, auf seinen Hinterbeinen zu stehen. Köpek arka ayakları üzerinde ayağa kalktığında ve ön tarafını omuzlarına bırakınca, "yüksekliği" yaklaşık iki metreye ulaşmıştı. Es ist interessant, dass, als der Hund auf seinen Hinterbeinen aufstand, und die Vorderseite auf seinen Schultern seinem Besitzer legte, seine "Höhe" ungefähr zwei Meter erreichte. İnanılmaz bir şekilde 6 ay sonra Faith arka ayakları üzerinde dengede durmayı ve kendini ileri doğru atarak yürümeyi öğrendi. Nach nur 6 Monaten, ein Wunder, Faith lernte auf seinen Hinterbeinen zu balancieren und zu springen um sich fortzubewegen. Coggeshall, rakunların "daha önce hiç rakun yapmadığı arka ayakları üzerinde duracaktı ve dişlerini gösterecekti, sonra da geriye doğru düşüp neredeyse bir komaya girecek" dedi. Der Waschbär "würde auf seinen Hinterbeinen stehen, was ich noch nie zuvor bei einem Waschbären gesehen hatte, und er würde seine Zähne zeigen und dann würde er rückwärts fallen und fast in einen komatösen Zustand geraten", sagte Coggeshall. Arka ayakları üzerinde bir at ol büyük savunma -. Arka ayakları üzerinde bir fare ayakta hayal ettiyseniz, tüm planlarınız ve arzularınız gerçekleşecektir. Wenn Sie von einer Maus auf den Hinterbeinen träumten, werden all Ihre Pläne und Wünsche wahr werden. Buldozer olarak adlandırılan kayıtlı Alabayevlerin en büyüğü 125 kg'dan fazladır ve 2 metre yüksekliğe ulaşır arka ayakları üzerinde durduğu zaman. Der größte der registrierten Alabayevs, der Bulldozer, wiegt mehr als 125 kg und erreicht eine Höhe von 2 Metern wenn er auf den Hinterbeinen steht. At arka ayakları üzerinde durursa -, kavga, kavga azarlamak olacaktır. Ve rüya kitabın yorumu, hala arka ayakları üzerinde duruyor, müthiş bir at - çok nüfuzlu kişiden koruma ve korunma işaretidir. Und die Interpretation des Traumbuch, ein großes Pferd, das immer noch auf den Hinterbeinen steht - ein Zeichen für Schutz und Schutz vor einer sehr einflussreichen Person. Dik durdu, arka ayakları üzerinde yürüdü ve her elin ilk parmağını kaplayan geniş, eğimli bir pençe ile güçlü ön ayakları vardı. Er stand aufrecht, ging auf den Hinterbeinen und hatte kräftige Vorderbeine mit einer großen, gebogenen Kralle, die den ersten Finger jeder Hand bedeckte. Uzun boylu bir Almanım var, 7 yaşında, Balu, muhtemelen 60 kilo ağırlığında bir çoban köpeği için çok büyük ve arka ayakları üzerinde yaklaşık 1,70 fit. Ich habe einen langhaarigen Deutschen, 7 Jahre alt, Balu, weil es wahrscheinlich sehr groß für einen Schäferhund ist, der etwa 60 Kilo wiegt und etwa 1,70 Fuß auf den Hinterbeinen hat. Arka plan 2 Yarım mutfak iş yüzey dün bizim Mısır koçanı bitmiş bıraktık - bizim köpek şimdi bunun arka ayakları üzerinde onlara ulaşamaz oldukça emin karşı bir sörfçü oldu. Hintergrund Wir Links, 2 halb-fertige Maiskolben auf unserer Küchenarbeitsplatte gestern - unser Hund hat noch nie einen Zähler surfer also wurden ziemlich sicher, dass er nicht erreichen konnte, auf seine Hinterbeine. Bu, yürürken veya koşarken büyüleyici bir yürüyüş yapmasına rağmen, bu tasarım çiftleşmek için arka ayakları üzerinde dururken Fransızları oldukça ağır yapıyor. Obwohl dies für einen reizvollen Gang beim Gehen oder Laufen sorgt, macht dieses Design Frenchies ziemlich kopflastig, wenn sie auf den Hinterbeinen stehen und sich paaren. Bu anlam için sonuç bulunamadı. Sonuçlar 30. Birebir 30. Geçen süre 30 ms. Documents Kurumsal çözümler Çekim Eş anlamlılar Yazım denetleme Yardım ve hakkımızda Sözcük dizini 1-300, 301-600, 601-900İfade dizini 1-400, 401-800, 801-1200Sözcük öbeği dizini 1-400, 401-800, 801-1200 Bulmaca sözlüğü, bulmacada, çengel bulmacada, kare bulmacada, bulmaca soruları, bilmece soruları, posta gazetesi bulmacaları, posta gazetesi bulmaca çöz sözcük avı, zeki bulmacalarda sorulan Köpeğin arka ayakları üzerine kalkması bulmaca sorusunun cevabı arka ayakları üzerine kalkması bulmaca anlamı nedir?Çengel veya kare bulmacalarında sorulan Köpeğin arka ayakları üzerine kalkması bulmaca anlamı nedir sorusunun cevabı SALTAKöpeğin arka ayakları üzerine kalkması Bulmacada Nedir?KategoriBulmaca SözlüğüBulmaca CevabıSALTAArama kelimeleriKöpeğin arka ayakları üzerine kalkması nedir? SALTABulmaca sözlüğü Köpeğin arka ayakları üzerine kalkmasıçengel bulmacada Köpeğin arka ayakları üzerine kalkmasıBulmaca sorusu Köpeğin arka ayakları üzerine kalkmasıKöpeğin arka ayakları üzerine kalkması bulmaca anlamı nedir? SALTAçengel Bulmacada SALTAKöpeğin arka ayakları üzerine kalkması ve daha fazla bulmaca cevabi için linke tıklayınız S Kükürt elementinin simgesi. SA Nazi hücum kıtası. SA İslâm ülkelerinde kullanılan tahıl ölçüsü./ Nazi hücum kıtasıSAADET Mut, Ongunluk, Ket. SABA Gün doğusundan esen hafif ve tatlı rüzgar. SABIR Çidam, Tahammül, Yedinci./ Yetişkin olmayan Durağan Genellikle bir çok Avrupa ülkesinde giyilen tahta Tahta ayakkabı. Tek bir tahta parçadan yada tahta parça üzerine tutturulmuş kösele bir üstlükten oluşan ayakkabı. SABUH Sabah vakti içilen Doğu Karadeniz’in dağlık kesimlerinde yaşayanların giydiği,bacağı çorap gibi saran bir tür çizme. SABUNİYE Bir tür nişasta Gemi safrası. SACAYAK Üç ayaklı çember veya üçgen biçiminde demir Yaka gizli Düğün armağanı. SAÇMA Dökümcülerin kullandığı ağaçtan yapılmış kalıp. SAÇULA ökümcülerin kullandığı ağaçtan yapılmış Ağaçtan yapılmış döküm Ok torbası,kılıfı. SADAK Ok kutusu, Ok Bir şeye, bir kimseye içten Düz dokunmuş açık saman renginde bir tür ipek kumaş. SADED Asıl Eskiden kuyumculara taslak hazırlayan kimselere verilen ad. SADEKAR Kuyumculara taslak hazırlayan Ayrıca değerli taşlarla süslü olmayan altın veya gümüşten yapılmış kuyumculuk Konuşulan konu. SADIK Bir kimseye içten bağlı Osmanlı döneminde kazaskerlere verilen Elezer. SADME Çarpışma, Osmanlı İmparatorluğunda Evreler, Safhalar, Aşamalar. SAFARİ Afrika'da topluca yapılan yabani hayvan avı. SAFER Ay takviminin ikinci Gök yakut. SAFİR Kadınlarda eşcinsellik. SAGİR İşitme özürlü, Asam, Hint irmiği. SAGU Hint Yelyutan’da denilen bir Aklıselim. SAĞGÖRÜ yanılmadan görebilme Basiret, Anlayış. SAĞI Kuş Doğruluğu kural dışı Bek, Pek, Muhkem, Rasih, Kavi, Kunt. SAĞLAMA Temin, Tedarik. SAĞU Ölene yakılan Ölen kişiye yakılan Bir şeyin doğruluğunu göstermek için yapılan Sahip çıkanlar,tutanlar. Hz Muhammed’in meclisinde bulunan kimseler. SAHAF Kitapçı. SAHAF Genellikle eski kitap ticareti yapan Rusya federasyonuna bağlı,doğu ucunda bir Derinliği az metal kap. SAHARA Artvin ilinde,ulusal park kapsamına alınan ünlü Cömertlik. SAHİP Is, İye, İyelik, Malik. SAHKA Keskin çığlık. SAHNİŞİN Taklit, Kalp, imitasyon. SAHTİYAN Sepilenerek boyanmış ve cilalanmış deri. Özellikle ciltçilikte kullanılan bitkisel sepileme görmüş keçi Tabaklanarak boyanmış ve cilalanmış Ramazan ayında oruç tutanların gün doğmadan önce belirli saatte yedikleri Çalışan,gayret eden. SAİ Eski dilde haberci, Kutlu. SAİFFİLMENAM Eski dilde Yutulması kolay Yıldırım. SAİL. Eski dilde Oruç tutan, İspanyol tiyatrosunda güldürücü kısa oyun. SAİR Cehennemin katlarından Uyurgezer. SAK Uyanık,gözü açık. SAK Gözü açık, Uyanık, Baygınlık, Bayılma./ Çeşmelerden evlere su taşımayı iş edinmiş kimse. SAKAK Çene altı. SAKAMET Bozukluk ,yanlışlık. SAKAMET Bozukluk,yanlışlık, Eski dilde dokumacılıkta,tüle benzer ince ve saydam bir Genellikle şeker hastalarının kullandığı tatlandırıcı SAKARİN Şeker hastalarının şeker yerine kullandığı,maden kömürü katranından elde edilen beyaz bir Şeker hastalarının kullandığı yapay Şeker kamışı veya şeker pancarından elde edilen bir tür Alil, Sökel. SAKATLIK Sakamet. SAKE Japon içkisi. SAKE Mayalanmış pirincin süzülüp arındırılmasıyla yapılan alkollü Japon Beis, Mahzur. SAKINMA Tehâşi. SAKIRGA Kene. SAKIT Düşük, Hükümsüz. SAKİ İçki sunanlara verilen ad. SAKİ İçki dağıtan kimse. SAKİL Asude. SAKİNAME Divan edebiyatında içkiyi ve içkili toplantıları övmek için yazılan şiir Mahfuz. SAKO Paltoya benzer bir tür üstlük. SAKS Laciverde yakın koyu mavi Kargagillerden,karnı beyaz,kanatları ve kuyruğu kül rengi diğer yerleri parlak,kara uzun kuyruklu Japon kirazı. SAKY Sulama. SAL Tabut. SAL Tabut, Cenazeye çağrı ezanı. SALA. Cenaze namazı kılmak için veya bayram ve Cuma namazına cemaati çağırmak için minarelerde okunan dua,çağrı Teneşir. SALACAK Teneşir, Kerevet, Mezar, Bir tür kömür Odalar arasında gezdirilebilen bir tür kömür Seyyar soba. SALAMANDRA Ev içinde gezdirilebilen bir tür kömür sobası. SALANGAN Sağana benzer bir kuş. SALAPURYA Yelkenli yük teknesi. SALAR Başkan, Komutan. / Saldırgan. SALAŞ Meyve sebze satmak için yapılmış eğreti Baraka, Temelsiz yapı. SALAŞPUR Seyrek dokunmuş,astarlık ince Namaz. SALAVAT Muhacim. SALDIRGAN Agresif, MütecavizSALDIRMA Savlet, Tahamül. SALDIRMAK Hücum, TaarruzSALE Yıllık. SALGI İfraz, Boşalgı. SALGIN Salisilik asidin tuzu. SALKIMAK Gevşek,iş bilmez, Yalnız,tek,sırf. SALT Yalnız, Tek, Sadece, Köpeğin arka ayakları üzerinde ayağa kalkması. SALTA Gergin halatı koyverme işi. SALTÇILIK Rakibin bedenini kollarıyla birlikte kavrayarak yana yada arkaya savurma,devirerek bastırma biçiminde uygulanan bir güreş Genellikle topla yapılan yaylım ateş. SALVO Topla yapılan yaylım ateşi. SAMA Mantar enzim karışımı. SAMAN Merek. SAMANKAPAN Kehribara verilen ad. SAMANLIK Merek. SAMANUĞRUSU Kehkeşan, Sargın, İçten, Yürekten. SAMİSEN Üç telli ve perdesiz Japon lavtası. SAMMA Sağır ve dilsiz. SAMSA Baklavaya benzeyen bir tür hamur Japon mitolojisinde savaşçılar sınıfı. SANAKA Boş inanç, Hurafe. SANAL Mevhum, Farazi. SANATÇI Pişekâr, Pişeyer, Pişever. SANAYİ Uran, Endüstri. SANCAK Liva. SANDALET Yalnız tabanı bulunan,ayağa kordon ve kayışla bağlanan açık Sepet örmede kullanılan bir çeşit ince Put,totem,çok güzel kadın. SANEM Çok güzel olan kadın. SANI Zehap, Maznun. SANİ İkinci. SANİ Kemerli ve büyük taş köprü. SANTİMANTAL Hassas, İçli, DuygusalSANTUR Kanuna benzeyen bir Anayoldan ayrılan yolun başlangıç noktası. SAPAKLIK Anomali, Kavşak. SAPAN Eskiden kökü hekimlikte kullanılmış olan,zambakgillerden bir Bir batarya topun birden ateş Alabanda ateşi. SAPAS Halattan yapılmış çember. SAPINÇ Aberasyon. SAPISİLİK Kişiliksiz,boş, İdefiks, Sabitfikir. SAPMA İnhiraf. SAR Eski dilde intikam,öç. SAR Eski dilde öç, Epilepsi, Yilbik, Ağır tempolu bir İspanyol Köylü kadınların giydiği kollu veya kolsuz uzun Rus köylü kadınların giydiği uzun Argoda alay. SARAKA Alay, Alay etmek. SARANGİ Hint müziğine özgü telli bir Hint müziğine özgü yaylı bir Leffen. SARAT Büyük delikli kalbur. SARAT Büyük delikli kalbur. SARAYİ Kaygusuz Abdal’ın kimi şiirlerinde kullandığı mahlası. SARAZEN Ortaçağ'da batılıların müslümanlara verdiği ad. SARF Uzun ağızlı balık. SARGI Band, Bandaj, Lifafe. SARHOŞ Esrik, Zom, Neşvan, Sekran, Halk arasında yaban arısına verilen ad. SARICA Osmanlılarda eyalet valilerinin buyruğundaki başıbozuk askerSARIKANAT Çinakoptan büyükçe lüfer. SARIKUYRUK Sıcak ve ılık denizlerin kıyı bölgelerinde yaşayan kemikli bir balık Bulaşıcı, Bulaşıcı, İntanSARİG Amerika’da yaşayan ve yavrularını sırtında taşıyan keseli sıçan. SARKMAK Ağmak, Bel Kötücül bağ dokusu Helezoni, Spiral. SARMAN Sarı tüylü Süm, Sum. SARNIÇ Su deposu. SARONG Endonezya,Malezya gibi ülkelerde hem erkek,hem kadın tarafından giyilen ve etek biçiminde sarınılan uzun kumaş parçası. SAROT Bolu ilinde bir Yalman. SARP Dik, İzmaritgillerden boyu 35 cm kadar olan bir Akdeniz balığı. SARPIN Tahıl kuyusu. SARPIN Tahıl ambarı, Silo. SARPKİLİT Uşak halısı ismi. SART Batı Anadolu’da Lidya bölgesinde eskiçağ kenti. SARÜSOFON Bakırdan,çift dilli nefesli Tatsız tuzsuz yiyecekler için kullanılan söz. Çürük yumurta gibi kokan. SASI Küflü, Çürük, Suşi gibi çiğ balıkla yapılan bir Japon Türlü eşya ve öteberinin satıldığı Pazar Çarşı, Pazaryeri, Suk. SATAVAT Kahırlar. SATEN Atlas. SATINALMA İştira, Hindistan’da kocasının cesediyle birlikte ateşe atılan ve ermiş sayılan kadın. SATİR Yergi,mizah. SATİRİK Yergi ile Zatülcenp. SATORİ Zen düşünmenin ereği olan ruhsal Perslerde il yöneticisi, Zorlu ve ezici Buharlı hamam. SAV Eski Türklerde atasözü,tez. SAV Atasözü, Darbımesel, Vecize./ İddia, Tez, Eski dilde müjde,müjdeli haber. SAVA Küçük Değirmen suyunu başka yöne akıtmak için yapılan Barajlarda fazla su akıtımındaki Pamuk ipliğinden yapılan kalınca kilim. SAVAN Kalın kilim. / Ekvator kuşağında geniş çayırlara verilen Ekvator kuşağındaki geniş çayırlara verilen ad. SAVAŞ Cenk, Cidal, Harp, Muharebe. SAVAŞTEPE Yurdumuzda kurulmuş 21 Köy Enstitüsünden Gümüş üstüne özel bir biçimde kurşunla işlenen kara Hekim, Otacı, Atasagun, Tabip, Dirger, Ataraç, Otçu. SAVT Tasavvuf ve tekke müziğinde bir form. SAY Çalışma. SAYA Ayakkabının yumuşak olan üst bölümü. SAYAÇ Doğalgaz,elektrik gibi şeylerin kullanılan miktarını ölçen Avlama, Av vergisi,av resmi. SAYE Gölge. SAYEBAN Yaz Tazim, İtibar, Hatır. SAYGINLIK İtibar, Fors, KrediSAYIM Tadat. SAYISAL RAKAMİ, SAYILARLA İLGİLİSAYKAL Maden parlatıcı cila. SAYLAV " Cumhuriyet döneminde ""milletvekili""ne karşılık olarak türetilen sözcük."SAYRI Hasta. SAYVAN Bir örtü türü. SAZLIK Kilizman, Bişe, Antimon’un simgesi. SE Tavlada üç sayısı. SEB Yedi Neden, Niçin, Çira, Saik, Yedi günde bir Parça halinde dökülmüş Derinin yağ bezi ve ter bezi salgılarının anormal artışı. SEBT Acele, İvedi, TV yayın Düz yazıda yapılan Düz yazıda Karakter,huy,yaratılış. SECİYE Yaradılış,huy, Alternatif, Tercih. .SEÇKİ Antoloji, Güldeste, Elit, Nuhbe, Mutena, Elektizm.. SEDAN Reasürans şirketlerine işveren şirket. SEDENE Kabe'nin Gana’nın para Göğüs, Bağır, Sadr, Sine, Kan çökeltisi. SEDİR Dağ servi’si. SEDİR Kerevet, Kozalaklardan,boyu 40 m kadar olabilen ve kerestesi yapı işlerinde kullanılan bir orman Taşınabilir Zevk ve eğlenceye düşkün, Eski dilde gemi. SEFİR Eski dilde köpek. SEĞİRDİM Değirmen yolunun eğimi. SEĞİRTME Şitap. SEHAB Bulut. SEHER Tan Tan. SEHİV Sonucu bakımından çok önemli olmayan yanlışlık. SEHİV Sonucu bakımından çok önemli olmayan Önemsiz ve ufak hata, Küçük Üzerinde durulmayacak, önemsiz bir hatayı Polonya’da millet meclisine verilen Filmin kurgusu açısından bir bütün oluşturan plan Ahali, Sakinler,bir yerde oturanlar. SEKENE Aynı yerde Doğal set. SEKİ Evlerin önüne oturmak için taş ve çamurdan yapılan Direk Bektaşilerin boyunlarına taktıkları bir Bir tür yün Arkalıksız iskemle. SEKMEN Bir orman ağacı. SEKOYA Kaliforniya’da yetişen büyük bir orman Başkalarına karşı katı ve hoşgörüsüz Laiklik,laik olma durumu. SEL SeylabSELA Baştaki Esenlik dilemek. SELATİN İzmir-Aydın karayolunda Türkiye’nin en uzun tüneli. SELATİN Padişahların adına yaptırılan ve birden çok minaresi bulunan büyük camilere verilen ad, Yayvan sepet. SELE Bisiklette oturulan yer./ Yayvan Bir görevde kendisinden önce bulunmuş Güzel söyleme ve yazma yeteneği. SELİKA Güzel yazma ve söyleme Küçük sel. SELİS Akıcı söz. SELİS Düzgün, Akıcı Cennet'te olduğuna inanılan pınar ya da çeşme. SELVA Amerika’da Amazon,Afrika’da Nijer ırmakları gibi Ekvator bölgesindeki büyük suların geçtiği havzalarda bulunan geniş ve balta girmemiş ormanlara verilen ad. SELVA Balta girmemiş Mevlevi dervişlerinin ney,nısfiye gibi çalgılar eşliğinde,kollarını iki yana açıp dönerek yaptıkları Demiryollarında gündüz mekanik olarak bir kolla gece kırmızı ışıkla işaret veren İki gemi veya gemi ile kıyı arasında haberleşmede kullanılan üç kollu işaret Müzik eşliğinde ve kadın erkek birlikte gerçekleştirilen,temelinde dinsel duyguların egemen olduğu coşkulu oyunlara Alevilerce verilen Klasik Türk müziğinde iki basit usulden biri. SEMAN Diş köklerini kaplayan sert Diş köklerini kaplayan sert Taşıtlara yolun açık veya kapalı olduğunu göstermek üzere renkli levhalar ya da ışıklarla işaret veren dikme. SEME Mankafa , Şişman,semiz. SEMER Eşek binmeliği. SEMERE İstenilen sonuç, Aşın İşiten. SEMİM İyi Bir konu ile ilgili bilgi vermek ve bu bilgiler üzerinde tartışmak amacıyla birkaç yetkilinin yönetimi altında düzenlenen Arkadaş,geceleri konuşulup dertleşilen Dost, Dünyanın yedi harikasından biri olan Babil asma bahçelerini yaptıran efsanevi Asur kraliçesi. SEMİYOLOJİ Gösterge bilimi. SEMİYOLOJİ Semen, Tav. SEMPOZYUM Belli bir konuda düzenlenen oturum veya seminer,bilgi Belli bir konuda düzenlenmiş Belirti. SENA Övme. SENA Övme, Övgü, Metih, Sitayiş, Kulaktan dolma öğrenilen Bir kuruluşun alacaklılar grubunun haklarını koruyan Ağaçtan yapılmış Çam ağacından yapılmış su testisi. SENEK Ağaçtan yapılmış Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya özgü,tavuk eti,sarımsak ve ekmekle yapılan bir çeşit İki dağ arasındaki sırt. SENİT Hamur tahtası. SENİT Hamur tahtası, Eşzamanlı, Eş Jeolojide üçüncü Ağızdaki kokuları gidermekte kullanılan baharlı Cümle bilgisi, Doğu Anadolu’ya özgü bir halk Doğu Anadolu’ya özgü,halay türü bir halk Değirmen taşının Değirmen taşının Yapılarda yayvan Kuşkucu, Kanda hastalık yapan bir bakteri bulunmasından ileri gelen her türlü Mürekkep balığından elde edilen koyu siyah boyaya ve bu boya ile yapılan resimlere verilen ad./ Mürekkep balığı. SER Baş, Kafa, Trabzon’un Akçaabat ilçesinde bir Sırlar. SERAK Dik yerlerden inen buzullarda,derin yarılmalar nedeniyle buz parçalarının koparak aşağıya Buzuldan kopmuş buz Yüksek ısıda pişirilmiş topraktan yapılan vazo,çanak,çömlek gibi nesne. SERAP Ilgım, Baştan ayağa./Baştanbaşa. SERAPA Baştanbaşa, Tamamen, Sırf, Sadece, Silme, Efes’te bir tapınak. SERATİN Büyük Cesur, Azade, Bağımsız, Erkin. Osmanlılarda Noyan, Başkomutan, Fedai. SERE Açık duran baş parmağın ucundan işaret parmağının ucuna kadar olan Açık duran başparmakla işaret parmağı arasındaki Genellikle resmi yerlerde,resmi işlerde uyulması gereken kural,yol ve yöntemlerin Tören,merasim. Genellikle resmi yerlerde,resmi işlerde uyulması gereken kural,yol ve yöntemlerin tümü. SEREN Konut kapılarında menteşe ve kilidin takıldığı düşey konumdaki kalın Yelkenli gemilerde yelken açmak için kullanılan, yatay bağlanmış, uçları ince göndere verilen ad. SERENAT Pencere altında sevgiliye söylenen şarkılı Başa gelen. / Bir işin sonu. SERETAN Eski dilde Yengeç Yengeç. SERF Derebeylikte toprakla beraber satılan köle. SERF Derebeylik düzeninde toprakla birlikte alınıp satılan Raf. SERGERDE Ele başı. SERGİ Sınır boyu. SERHAT Sınır Kanarya sevenler Bölüntülü Bir ekmek Bir tür süs Başlık. SERSEM Seme, Ahmak, Budala, Puside, Şedid, Keskin, Ucu Afrika’ya özgü bir tür yaban Başkanlık, Öfke, Başa kakma, Sitem. SES Selen, Ün, Seda, Cav, Name, Neva, Sinema Eserleri Sahipleri Meslek Birliği’nin kısa Rezonans. SET Üzerinde film çevrilen stüdyo Yosun sapçığı. SETER Uzun tüylü İngiliz Mısır tanrısı. SETİR Örtme, Eski dilde örtme, Gizleme, Örtme,kapatma. SETR Gizleme, Örtme, Düz yakalı,önü ilikli bir tür ceket SETRE Eskiden giyilen düz yakalı,önü ilikli bir tür Örten,bağışlayan. SETULA Kaktüslerde bulunan dikenli Ecir, Hayır, Maşuk, Aşk. SEVİMLİ Halavet. SEVİMSİZ Kakavan, Gudubet. SEVİNÇ Şetaret, Yahey, Sürür, Şad, Şadan, Şadnak, Ferhan. SEVİYE Had, Düzey, Kerte, Akı, Akıntı, Seylap, Lığ. Alüvyon, Ata bakan,tımar eden kimse,at İleri gelen Almandin. SEYRETME Temaşa. SEYRÜSEFER Trafik. SEYYAL Akan, Mantar katmanı çok gelişen bir tür Finlandiya’nın plaka Eski Mısır ve Yunan kültürlerinde önemli bir yeri olan insan başlı aslan gövdeli mitolojik yaratık. SFENKS Mısır’da eski Mısırlılar çağından kalma kadın başlı aslan vücutlu Nabız atışlarını kaydeden Soğutulmuş olarak sunulmak üzere içinde buzla kokteyl malzemelerin çalkalandığı çift çeperli kapalı Cemal Süreya’nın şiir Elektriksel Elektriksel Melce, Penah, Bun, Zor, Tab, Gaile, Memleket. SIMAK Bozmak, Hudut, Eşek yavrusu. SIR Giz, Raz. SIRA Saf, Deri tüberkülozu. SIRALAÇ Klasör. SIRALAÇ Bazı işlerde sicim yerine kullanılan,ince ve uzun,esnek deri İp yerine kullanılan ince, uzun deri İşlemede kullanılan altın suyuna batırılmış ince gümüş Lüferin bir türü. SIVAĞ İlacın alınmasını sağlamak için içine katılan nötr Eski dilde Tabakta kalan yemek artığı. SIZGIT Eski dilde elmaSİB Elma. SİBAK Bir şeyin Canlılarda ve makinelerde kontrol,iletişim ve işleyişi inceleyen Frengi. SİFR Yazılmış şey, Kitap Satışa Yaprak Yaprak Taşsız Demir şiş. SİH Kebaplık demir Demir şiş. SİKALAR Açık tohumlardan parklarda süs bitkisi olarak yetiştirilen,yurdu Güney Asya olan,palmiyeye benzer ağaç. SİKATİF Çabuk kurumasını sağlamak için boyaya az miktarda katılan madde. SİKATİF Çabuk kuruması için boyaya katılan bir Madeni Yapay bir şeker cinsi. SİKLAMEN Kırmızıya çalan eflatun renk. SİL Bedendeki Cebe, Pusat, Savut, Gine’nin para Namuslu,iffetli. Temiz, Yünden dokunmuş yaygı,kilim. SİLİ Bir tür kilim./Saf, Temiz, Üstüvane. SİLO Hububat ambarı, Sargın, Çalgılı tören./ Yüz, Ru, Beniz, İnsap, Çehre, Surat, Antalya ilinde antik bir kent. SİMENLİK Yeşilırmak deltasının kuzeydoğu kesiminde, yüzlerce kuş türünü barındıran küçük göl. SİMETRİK Mütenazır, Bakışımlı. SİMGE Rumuz, Kemikleri örten ince Komisyoncu. SİMSAR Komisyoncu, Alım-satım Efsanevi bir kuş. SİMÜLTANE Anında Aynı zamanda olan, Birlikte Mezar. SİNAGOG Yahudi tapınağı. SİNAMEKİ Baklagillerden,sıcak bölgelerde yetişen,bir çok türü bulunan bir Mızmız,sevimsiz. SİNAMEKİ Mızmız ve sevimsiz kimse. SİNARA Büyük zoka. SİNARA Büyük Akdeniz’de yaşayan,pullu,eti beğenilen bir Sinema filmlerinin kültür,eğitim amacıyla korunduğu,saklandığı yer. SİNERAMA Üç boyutlu sinema Bir görevin yerine getirilmesinde iş ortaklığı. SİNGLE Tekli. SİNİ Metal büyük Köpekten aşırı korkmak. SİNONİM Eş anlamlı. SİNONİM Eşanlamlı, Müteradif, Geceleyin, ateş çevresinde genç erkeklerin davul, zurna eşliğinde oynadıkları bir halk Geminin içindeki en alt Parlak perkal olarak da adlandırılan,çok ince pamuklu Ismarlama, Ön Maltalıların altı düz,pruva tarafında bir direği olan,küçük teknelerine verilen Konaklama Katmanlarında iç içe daireler bulunan billurlu bir kalker Gemici Zurnanın dudaklara gelen kamış bölümü. SİPSİ Ağaç dallarından yapılan Parafinli veya plastikli kumaştan su geçirmez giysi. SİRER Deniz Beyaz iş işlemekte kullanılan beyaz ve parlak Çalma, Bit,tahta kurusu gibi böceklerin Yabani ıspanak. SİROKO Akdeniz yöresinde görülen çok sıcak rüzgar. SİRTAKİ Yunan dansı. SİRTO Türk müziğinde bir oyun Tropikal bölgelerde yetişen ve yapraklarından değerli bir tekstil elyafı elde edilen bitki. SİSMİK Depremle Deprem Yer sarsıntılarının oluş kökenini,deprem işleyişini,boyutunu,etkilerini ve alt yapısını araştıran jeofiziğin bir alt kolu. SİSTİT İdrar kesesi Kalb kasının kasılması. SİT Devletçe koruma altına alınmış tarihi yer veya Korunmaya alınmış alan ya da eser. / Olgunlaşma öncesi ana cinsiyet hücresi. SİTAR Kuzey Hindistan’a özgü,lavta ailesinden telli Eski dilde Tek bir mekanda geçen TV komedi dizilerine verilen ad. SİTİL Büyük kovası. SİTİL Büyük Siyaha boyanmış Sibirya tilkisi kürküne verilen ad. SİTOLOJİ Altmış Altmış yıl. SİVA Gayrı,başka anlamında eski sözcük. SİYA Kürekleri tersine kullanarak sandalı geriye Sözün Çengelli, çarpık, noktasız bir yazı Tayland’ın eski adı. SİYER Hazreti Muhammed’in hayatını anlatan kitap. SİYEŞ Halk dilinde dikenlik anlamında kullanılan Bir kimsenin tabiatı, Huy, Slovakya’nın plaka Altmışlı yılların başlarında doğan bir Jamaika Jamaika’da 1960’lı yıllarda doğan ve daha sonra reggae’ye dönüşen müzik Bir müzik yapıtında kullanılmaya elverişli tüm seslerin oluşturduğu Genellikle ölçü aygıtlarında gösterge çizelgesi. SKALA. Bir bestede kullanılabilecek aynı türden sesler Düşman kafasından bir tutam saçı altındaki deriyle birlikte kesme Çok hızlı gidebilen bir tür keşif gemisi. SKAY Modacılıkta ve dekorasyonda kullanılan,deri taklidi sentetik Daha çok radyo ile yayımlanmak için hazırlanmış,genellikle güldürü niteliğinde kısa Diyalog halinde yazılmış,genellikle eğlendirici sahne eseri SKEÇ Kısa,güldürücü Atıcılık sporunda bir Eski Yunan tiyatrolarında sahneye verilen Kayak. SKİF İçine yalnız kürek çekenin girebildiği uzun ve dar yarış kayığı. SKİNK Çöl bölgelerinde yaşayan bir sürüngen türü. SKİP Çıkrık düzeniyle çalışan yük aktarma Bir dokunun Organ katılaşması. SKOLASTİK İnanç ve bilgiyi kiliseyle,özellikle Aristoteles’in bilimsel sistemini uyumlu bir biçimde birleştirmeye çalışan Ortaçağ Rus, Leh, Sırp, Hırvat, Bulgar ve Çek halklarına dillerindeki yakınlık dolayısıyla verilen ad. SLAYT Dia, Tenis ve golfde,topa yanlamasına vurulan Kredi kartlı alışverişlerde ödemenin daha sonra denetlenmesi için verilen Kısa ve çarpıcı propaganda Samaryumun simgesi. SMAÇ Voleybolda yukarıdan aşağıya topu sertçe yere Surinam Büyük kentlerin üstünde kümelenen kirli Gece ziyafetlerinde,galalarda ve gece eğlencelerinde erkeklerin giydikleri,önü açık,ceketi daha çok atlas yakalı takım İzmir’in eski Kalayın simgesi. SNACK Büyük bölümü hazır olarak buzdolaplarında saklanan,sonradan birleştirilip çabucak hazırlanabilen basit ve standart yiyecek servisinde uzmanlaşmış Atıştırmalık. SNİPE Bir yarış yelkenlisi. SOAP-OPERA Pembe dizi de denilen,gerçek yaşamdan kopuk TV dizilerine verilen ad. SOBA Milas ovasında bir Astarlık bir kumaş Bir çeşit sertçe,ince yünlü Ham ipekten yapılmış astarlık kumaş. SOFA Hanay, Çok karmaşık şeyler için kullanılan sözcükSOFİZM Miz, Harran ovasında ünlü bir ören yeri. SOĞUK Berd, Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde ulusal park kapsamına alınan orman Emme, Hasbihal, Dibek. SOKU Taş Bir gözü Güneş odası. SOLDUÇ Sağdıç'ın işini Notaları değerlerine göre seslendirmeyi amaçlayan müzik Bir kitlenin tüm bireyleri arasında bir dayanışma olması ve bunu toplu halde yaşamayı savunan öğreti SOLİTER Tek başına oynanan bir iskambil Pokerde rest. SOLUĞAN Nefes güçlüğü çeken Galsama. SOM Kaplama Kırgızistan’ın para Masif. SOM Rıhtımın su üstünde kalan İçi dolu ve kaplama olmayan. SOMA Hint mitolojisinde ayin içkisinin elde edildiği bitkiyi kutsallaştırma. SOMA Cinsiyet hücreleri dışındaki diğer tüm vücut Antepfıstığıgillerden,sıcak bölgelerde yetişen,kabuğu hekimlikte,yaprakları dericilikte kullanılan bir ağaç. SOMAKİ Kızıl veya yeşil renkte sert bir mermer. SOMAKİ Bir mermer Badem yapılan şerbet. SOMATA Bademden yapılan Görevi sadece şarap dağıtmak olan Çocuk Civata ucuna geçirilen yivli Cismani, Konkre, Amigi, Mücessem, Yaylı kerevet. SON Hitam, Bitim, Encam, Nihayet, Uç, Akıbet, Serencam, Akab. SONAR Denizaltında dinleme aygıtı. SONAR Denizde batmış olan bir geminin,bir nesnenin yerini ve durumunu ses dalgalarıyla saptayan Bir veya iki çalgı için yazılmış,üç veya dört bölümden oluşan müzik Bir yada iki çalgı için yazılmış üç yada dört bölümden oluşan müzik eseri. SONBAHAR Güz, Hazan, Payiz. SONDA Derinlik ölçme aracı. SONE İki dörtlü ve iki üçlüden oluşan,on dört dizeli bir Batı şiir Ezel, Ebedi, Mantıkta,birbirine bağlı iki önermeden Ayrı toteme tapan geniş kitle. SORBİTOL Yapay bir şeker türü. SORGUÇ At kılından yapılı bir süs, TuğSORGUN Taneleri için yetiştirilen ve dıştan bakıldığında mısırı andıran tarım bitkisi. SORGUN Sepetçi Anket. SORORAT Erkeğin karısı öldükten sonra baldızıyla evlenmesi Layüsel. SORUŞTURMA Tahkik. SORUŞTURMACI Kıyılmış,baharat katılmış etle,tütsüleme ve pişirme gibi işlemlerden sonra yapılan bir tür Argoda gizli yer. SOTE Küçük parçalar halinde doğranmış et ve sebzelerin kızgın yağda karıştırılarak kısa sürede Irs, Kan, Köken, Menşe, Nesil, Orijin, Sülâle, Uruk, Kök, Cibil, Silsile. SOYKA Ölen kimsenin üzerindeki eşya ya da Necabet, Vakaar. SOYMA Tariye, Çam ağacının reçineli Fürumaye, Yalaka, Kaşmer, Abstre, Mücerret, Nominatif Sanal, Abstraksiyon, Yumurta biçiminde olan,oval, Sakat, Gevşemiş, Kendini bırakmış,SÖMESTİR Öğretim yılının ikiye ayrılan hizmet dışı her iki bölümü. SÖMİKOK Bir tür Koloni, İtfa. SÖR Katoliklerde kendini dine adayan ve manastırda yaşayan kadın. SÖR Kendini dine adamış manastır Eşik. SÖVE Kapı pencere doğramalarının yerleştirildiği Çit yapmakta kullanılan büyük Büyük Tan, Rivayet, Şayia. SÖYLEŞİ Diyalog, Mülakat, Nutuk, Lâf, Kal, Kelâm, Lafız, Lakırdı, Be yan, Kil. SÖZDİZİMİ Sentaks, Nahv, NahivSÖZLEŞME Akit, Kesene, Mukavele. SPARADRAP Kağıt,kumaş veya plastik madde gibi değişik maddelerden yapılan ve deri üzerine gelecek yüzüne etken madde sıvanmış olan Kasların,özellikle diz kaslarının iradesiz Alavereci. SPEKÜLATÖR Elindeki malı piyasa değeri arttığında sürmek üzere elinde bekleten kimse. SPELEOLOJİ Mağaraları inceleyen bilim dalı. SPESİFİK Bir türün,bir olayın karakteristik yönünü Bir türe, bir şeye özgü olan. SPİRAL Sarmal, helezoniSPONTANE Kendiliğinden olan. SPOR Çiçeksiz bitkilerde üreme Stronsiyum’un simgesi. SRİLANKA Eski adı Seylan olan ülke. SS Nazi partisinin askeri polis örgütünü simgeleyen harfler. SS Nazi polis örgütüSTABİLİZASYON Kumlu, çakıllı ve killi topraktan karıştırılarak, sıkışma yöntemiyle yapılan Örnek veya temel olarak alınan tek Sözçatar. STAR Mesleğinde zirvede olan ses veya sinema sanatçısıSTARKİNG Kırmızı renkli bir elma Cennetkuşu da denilen ve gösterişli çiçekleri olan bir süs Dingin, Devinimsiz, Hareketsiz, Duruk, Dinamolarda rotoru tutan sabit Toplum tüzüğü. PozisyonSTATÜKO Yürürlükte bulunan antlaşmalara göre olması gereken veya süregelen durum STAVANGER Norveç’te kent. STAZ Organizmada oluşan bir sıvının akışının durması. STEL Antik çağda daha çok mezar taşı işlevi gören ama adak,anı veya sınır taşı olarak da dikilen taş Üzerinde yazıt veya kabartmalar bulunan dikilitaş. STEN Dokuz milimetre çapında,İngiliz yapısı,hafif,kullanışı kolay bir tür makineli Kısa ve yalın işaretlerden oluşan bir yazı yönteminin kısa Motorlu taşıtlarda yedek olarak bulundurulan tekerlek. STEPS Basketbolde hatalı yürümeye verilen Bir metreküp odun ölçü birimi. STETESKOP Doktorların kulaklarına takarak insanların iç organlarını dinlemek için kullandıkları tıbbi Hasta dinleme aleti. STİL Usul, Tarz, Biçim, Üslup, Giyim eşyası alanında uzmanlaşmış moda Ağız yangısı. STOPAJ Vergide kaynaktan Ağaç veya kumaştan yapılmış bir kanal içinde hareket ederek açılıp kapanan Bir tür perde. STOR Bir tür açılır kapanır Önceden belirlenen bir amaca ulaşmak için tutulan Gri renkli,sise benzeyen fakat yere kadar inmeyen bulut tabakası, Kaygı, Kargabükenden çıkarılan etkili bir Çok etkili bir tür zehir. STRİPTİZ Genellikle gece kulüplerinde,pavyonlarda genç bir kadının müzik eşliğinde dans edip soyunarak yaptığı Tek odalı Kenar ve peçetelerde kenara yapılan işleme. SU Ab, Ma / Kenar süsüSUAL GECE GÖSTERİMİSUBA Hindistan’da Ekber döneminde büyük eyaletlere verilen ad. SUBAŞI Çiftlik Töhmet, İsm, Töhmet. SUÇÜSTÜ Baş Eti beyaz ve lezzetli bir Levrekgillerden bir Meydana Çok küçük, Daha Isı derecesi, Arabistan’da çeşitli yerlerde kurulan Başın kılsız Cava ve Bali gibi,Endonezya adalarından biri.Eski adı Selebes. SULB Japonlara özgü bir güreş Nişasta,süt ve su karışımının önce pişirilmesi,buz dolabında katılaşmasından sonra ceviz büyüklüğünde kesilip şeker ve gül suyu içinde üzerine fıstık serpilerek sunulan bir tatlı Erkek ördek. SUNA Erkek Dini tören Tören yapılan taş masa. SUNAK Evlerin önündeki taşlık. Üstü kapalı balkon SUNDURMA Ticari malların geçici olarak konulduğu yer. SUNMA Arz, Sunu, Takdim, Doğramacılıkta kereste olarak kullanılan,sıkıştırılmış talaş ve yongadan yapılan Formika görünümlü sunta .SUNU Arz, Lanse, Osmanlı imparatorluğunda okul kitaplarının genel adı. SUPARA Osmanlı İmparatorluğunda okul kitaplarının genel Kıyamet günü İsrafil’in öttüreceği borunun Kale Koyun veya kuzu kaburgası içine pirinç doldurularak yapılan bir Su baldıranı da denilen bir Divan edebiyatında şehzadelerin sünnet düğünleriyle hanım sultanların doğum ve evlenme törenlerini anlatan yapıtlara verilen ad. SUSAK Su kabağından yada ağaçtan oyulmuş maşrapa. SUSAMIŞ İskat, İlzam. SUSUMYAĞI Çeşitli yüzeyleri istenilen konuma getirmek için kullanılan ölçü Havada Mübarek Yakıcı. SÜ Asker. SÜ Doksan dokuz taneli Sarhoş'un konuşurken sözüne verdiği Tüylü kundura derisi. SÜHEYL Güney yarımkürede bulunan parlak yıldız, Gramerde Ekvator para birimi. SÜLÜK Bir yola girme./ Üç'te bir. SÜMBÜLTEBER Zambakgillerden,beyaz renkli ve güzel kokulu bir çiçek. SÜMEK Eğrilmeye hazır yün. / Temizlenip taranmış yün. SÜMEN Üzerinde yazı yazmaya,arasında evrak saklamaya yarayan deri kaplı Miskin,aptal,mıymıntı. SÜNE Yumurtalarını ekin yapraklarına bırakan zararlı bir böcek. SÜNEPE Açık, Geniş Bolu’nun Göynük ilçesinde,doğal güzelliğiyle tanınmış bir Canı, Carub, Mıknese. SÜPÜRME Rub. SÜRA İlk kez Hindistan’da dokunan,yumuşak ve hafif bir çeşit ipekli Yumuşak ve hafif bir ipekli kumaş. SÜRAT Hız, İvinti, Tezcan. SÜRATLİ Tazlı, Seri, Hızlı. SÜRE Miat, Mehil, Vade, Vetire, Proses, Vade. SÜREKLİ Sivirya. SÜRGÜN Bir tür Sürekli çalışmadan oluşan hastalığa yakın Para kesesi. SÜRREALAYI Mekke ve Medine’de oturan ileri gelenlere dağıtılmak üzere törenle gönderilen parayı taşıyan topluluk. SÜS Bezek, Ziynet, Cıcık, Zib, Balki. SÜST Zayıf, Erkek balığın Şir, Yurdumuzun sulak alanlarında kışlayan,küçük bedenli bir ördek cinsi. SÜTÜVEN Balıkesir’de doğal güzelliğiyle ünlü bir şelale. SÜUL Genellikle altına gömlek veya bluz giyilen örgü Kasnağa gerilmiş kumaşa iğne veya tığla yapılan bir tür nakış. SÜZÜM İğneye geçirilen bir sap iplik. Bankalar arasında çeşitli paralar için ön mutabakat ve emaneten satışla sağlanan takas Suriye’nin plakası.

köpeğin arka ayakları üzerinde durması bulmaca