🐮 Istiklal Marşı Kime Ithaf Edilmiştir
İstiklal Marşı’nın kabulünün 100 yıl dönümü bugün kutlanıyor. İstiklal Marşımız bundan tam 100 yıl önce bugün yani 12 Mart’ta kabul edildi. İşte İstiklal Marşı
İstiklal Marşımız, büyük şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un kaleminden Millî Mücadele Ruhu’nun dile getirilişidir. Ülkemizin her yerinde, her zaman ve her fırsatta bağımsız bir ülkenin onurlu bireyleri olarak coşkuyla okuduğumuz, bağımsızlığımızın simgesi İstiklal Marşımız, kazandığı ve kazanacağı zaferler
İstiklal Marşı 12 Mart 1921 tarihinde kabul edilmiştir. Bu tarihten itibaren meclis tarafından kabul edilip anayasal olarak güvence altına alınmıştır. Değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeler arasında bulunmaktadır. İstiklal Marşı daha sonra bestelenmiş ve son şeklini alarak resmi törenlerde okunur hale gelmiştir.
100 yıl önce kaleme alınan ve şairi merhum Akif'in kahraman ordumuza ithaf ettiği bu marş, milletimizin tüm fertlerinin aynı heyecan ve imanla verdiği İstiklal Harbi'nin manifestosudur. Varlığımıza ve birliğimize yönelik her tehdit karşısında, 'nazlı' ve 'şanlı' hilalin altında toplanmaya hazır milletimizin ortak
12 Mart istiklal Marşı’nın önemi nedir? ehmet Akif Ersoy Kurtuluş Savaşı’nın en derin heyecanını yansıtan bir şiir yazdı. Kahraman ordumuza ithaf ederek yazdığı şiir, millî marşımız olarak 12 Mart 1921’de II. İnönü Savaşı’ndan önce mecliste kabul edildi.
İstiklalMarşı ile ilgili Kompozisyon İstiklal Marşı’nın Önemi Bugün 12 Mart 2009 İstiklal Marşı’nın kabulünün 88. yıldönümü her konuya duyarlılık gösterip foruma taşıyan arkadaşlarımızın böylesine manevi değeri yüksek olan bu konuya duyarsız kalmaları son derece üzücü. Haddim olmıyarak açmış olduğum bu topik konuya duyarsız kalan
İstiklal Marşı 100 yaşında. Eklenme Tarihi: 12 Mart 2021. İstiklal Marşı’nın kabulünün 100 yıl dönümü bugün kutlanıyor. İstiklal Marşı bundan tam 100 yıl önce bugün yani 12 Mart’ta kabul edildi. Mehmet Âkif Ersoy tarafından kaleme alınan İstiklal Marşı 12 Mart 1921’de Birinci TBMM tarafından kabul edildi
“Bu noktada, ‘Efendim o marşı kahraman ordumuza ithaf ettiği için Safahat'a almamıştır. Siz gerçekleri tahrif ediyorsunuz’ diye itiraz edeceklerdir. Bu noktada Mehmet Âkif'in gerek şahıslara gerek kurumlara ithaf ettiği şiirleri Safahat'a almadığı söylenecektir. Bu iddianın tutarsızlığı ortadadır.
Etiketler Beste, Istiklal, İstiklal Marşı, İstiklal Marşı Hakkında Bilgi, İstiklal Marşı Kime ithaf Edilmiştir, İstiklal Marşı Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı Nedir, İstiklal Marşı Özeti, İstiklal Marşı Sayfası, İstiklal Marşının ilk bestesi, İstiklal Marşının ilk ve son bestesi, Kahraman Ordumuza, mehmet
GWiO8Mt. Âkif, İstiklal Marşı’nı yazma görevini kabul ettikten sonra Tacettin Dergâhı’na çekilir. İçindeki fırtınaların uğultusuyla bir o yana bir bu yana uçar içindeki yapraklar… Âkif’in zihninde aslında İstiklal Marşı hazırdır. Zaten 1910’dan beri İstiklal Marşı’mızı anımsatacak şiirler Uyan, Ordunun Duası gibi şiirler bire bir şahidi olan Eşref Edip, şöyle anlatır “Odanın bir tarafına çekilmiş elinde ufak bir kağıt…Tefekküre dalmış. Ara sıra bir kelime yazıyor… Bazen saatlerce düşünüyor…”Dergâhta yaşanmış bir ilginç olayı Mithat Cemal Kutay da şöyle anlatır “Âkif Ankara’daki Taceddin Dergâhı’nın üçüncü odasında İstiklal Marşı’nı yazmaya başlar. Bir gece birden uyanmış, kâğıt aramış, yok… Hâlbuki ilham heyecanlı bir pınar gibi akıyor. Elindeki kurşun kalem, yer yatağının sağındaki duvara dönmüşBen ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım;Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!Kükremiş sel gibiyim; bendimi çiğner, aşarım;Yırtarım dağları, enginlere sığmam gece gündüz İstiklal Marşı’yla yatar, kalkar. Mecliste, dost sohbetlerinde, dergâhta her yerde… Âkif şiiri 7 Şubat 1921’de arkadaşlarının birisiyle Meclis’e imzasız olarak teslim Marşı Kime İthaf Edilmiştir?Âkif’in şiiri 17 Şubat 1921 tarihli Sebilürreşad’ta ve “Hakimiyet-i Milliye” gazetesinde “KAHRAMAN ORDUMUZA” ithafıyla yayımlanır. Ardından 21 Şubat 1921’de Kastamonu’da çıkan “Açıksöz” gazetesinde yayımlanır. İlerleyen günlerde Meclis’te görüşülüp Hamdullah Suphi’nin sesiyle can bulan İstiklal Marşı alkışlar eşliğinde dört kez art arda okunmuştur. İstiklal Marşı’mız resmen 12 Mart 1921 tarihli oturumda resmen kabul edilir. Sonrasında ise Âkif vaat edilen 500 lirayı almadı. Oysa o günlerde Âkif büyük maddi sıkıntılar içindeydi. Meclis İstiklal Marşı’nı kabul eder ve alkışlarken cebinde Zonguldak milletvekili Hayri Bey’’den borç aldığı iki lirası vardı ve sırtında pardösüsü dahi Marşı Safahat’a Neden Alınmamıştır?Yapılan bir değerlendirmede o günün 140 lirasıyla Ankara’da büyük bir çiftlik alınıyormuş. Varın 500 lirayı siz düşünün… Âkif’in neleri elinin tersiyle ittiğini… Sebilürreşad’ın 21 Mart 1921 tarihli sayısında bu paranın “Dar’ül Mesai iş evi denilen Müslüman kadın ve çocuklara iş öğretmek amacıyla kurulan hayır derneğine bağışlandığı duyurulmuştur. Âkif, verilen parayı almadığı gibi bu özel şiirini “Safahat”ına almamıştır. Niçin böyle yaptınız diyenlere de “O şiir artık benim değildir. O, milletimin malıdır. Benim milletime karşı en büyük hediyem budur.” diyerek şiirini milletine armağan eder. Hayatının son günlerinde verdiği ilk ve son röportajında hasta yatağında şu bilgileri vermiştir “İstiklal Marşı… O, ne samimi ne heyecanlı günlerdi! O şiir, milletin o günkü heyecanının bir ifadesidir. Bin bir feci olay karşısında bunalan ruhların ıstıraplar içinde kurtuluş dakikalarını beklediği bir zamanda yazılan o marş, o günlerin kıymetli bir hatırasıdır. O şiir bir daha yazılamaz… Onu kimse yazamaz. Onu yazmak için o günleri görmek, o günleri yaşamak lazım…”Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın…Marşın Bestelenmesi Yarışmasına Kimler Katıldı? Güftede olduğu gibi beste işinde de sahnede Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver vardı. O marşın bestesinin de en az güftesi kadar önemli olduğunu biliyordu. Bu doğrultuda olayı takip eden Hamdullah Suphi Bey “Bakanlığın aracılığıyla beste yarışmasının Kızılay genel merkezince açılması, 500 liralık ödülün bu cemiyetçe ödenmesi görüşüne vardı”. Böylece beste yarışması ilan gelmeye başladı. 1922 Mayıs ayı başında gelen bestelerin sayısı elli beşi bulmuştu. Yarışmaya katılan otuz civarındaki bestecinin çoğu musiki öğretmeniydi. Bir kısmı ise milletvekili ya da tanınmış arasında Ali Rıfat Çağatay, Ahmet Yekta Mardan, Rauf Yekta, Sadeddin Kaynak, Osman Zeki Üngör, Suphi Ezgi, Neyzen Asım Bey gibi ünlü isimler de vardı. Geç de olsa İstanbul’da Musiki Encümeni Başkanı Ziya Paşa’nın başkanlığında kurulan bir komisyon 12 Temmuz 1923 tarihinde Ali Rıfat Çağatay’ın bestesini seçti. Ve durum bakanlığa bildirildi. Bakanlık da bu besteyi diğer bakanlıklara ve okullara bir genelge ile genelge gereğince 1924’ten 1930 yılına kadar İstiklal Marşı bu beste ile söylendi. Yapılan itirazlar neticesinde 1930 yılından itibaren Osman Zeki Üngör’ün bestesi Türkiye Cumhuriyeti’nin Milli Marş bestesi olarak kabul edildi.
Genel Kültür IP Adresim Travel Yaşam Ekonomi OtoHaber Sponsoru Chevrolet Türkiye Fan Kulübü 32 © 2014 Bilgilerin kullanimi sonucu olusabilecek herhangi bir zarardan sorumlu degildir. Bu sayfa saniyede olusturuldu.
Oluşturulma Tarihi Ekim 05, 2019 2228Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ulusal marşı olan İstiklal Marşı,'nın tarihi vatandaşlar tarafından zaman zaman araştırılıyor. Anadolu'da Millî Mücadele'nin devam ettiği sırada kaleme alınan İstiklal Marşı toplam 10 kıt'adan oluşmaktadır. 1921'de Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen İstiklal Marşı'nın bestesi Osman Zeki Üngör'e aittir. İşte, merak konusu olan, "İstiklal Marşı hangi yıl yazıldı? İstiklal Marşı'nı kim yazdı?" sorularının Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını dile getiren İstiklal Marşı birçok kişinin merak ettiği konulardan oldu. İşte, istiklal savaşı verilmesinden sonra ülkemizde kazandırılan İstiklal Marşı'nın kısa tarihi....İSTİKLAL MARŞI NE ZAMAN YAZILDI?Anadolu’da şehirlerde ve cephelerde koşturan, özellikle askerlere moral vermek için büyük çaba sarf eden İrşat Heyeti üyeleri, Genel Kurmay Başkanı İsmet Paşa ile Garp Cephesinde görüşmüş, halkın ve askerlerin maneviyatı güçlendirecek bir milli marşın yazılması hususunu mütalaa etmişlerdi. Aynı zamanda, yeni kurulan Ankara Hükümeti’nin de gelişen dış temasları ve diplomatik ilişkileri de bir milli marşa duyulan ihtiyacı güçlendirmekteydi. Hükümet üyelerini ziyaret eden Genelkurmay Başkanı İsmet Paşa, İrşat Heyeti’nin bu talebini iletir, milli heyecanı canlandıracak, Fransızların Marseyez Marşına benzer bir milli marş yazılmasını, ordu adına hükümetten talep eder. Bu talebi ve genel ihtiyacı değerlendiren Eğitim Bakanlığı da İstiklal Marşı’nın yazılması için -çalışmanın başında zikredilen- Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde ilan edilmiş olan yarışmayı Marşı için yarışmanın açıldığı günlerde Mehmet Akif görevli olarak Kastamonu’da çalışmaktadır. İstiklal Marşı için bir yarışma ve ödül olmasıfikrinden hoşlanmayan şair, müsabakaya katılmak istemez. Hasan Basri Bey -yine çalışmanın başında zikredilen- davet mektubunu 5 Şubat 1921’de Mehmet Akif’e iletir. Hasan Basri Bey, şair Mehmet Akif’i ikna edebilmek için şiiri kendisinin yazacağını söyler; şairden yardım talep eder. Mehmet Akif, birlikte yazalım der; ancak ikramiyeyi almayacağını söyler. Hasan Basri Bey, yarışma koşullarının şairin istediği gibi düzenleneceğini, ikramiyeyiise bir hayır kurumuna vereceklerini söyleyince Mehmet Akif İstiklal Marşı’nı yazmaya ikna olur. Mehmet Akif Ankara’ya vasıl olduktan sonra Tacettin Dergâhı’nda ikamet etmiş, şiirlerini, yazılarını bu güzel mekânda yazmıştır. Ancak Dergâh sadece bir ikametgâh değildir. Mehmet Akif ve onu ziyaret edenler için edebi, fikri, tasavvufi, kültürel ve sanatsal sohbetlerin yapıldığı, cephelerdeki durumdan halkın bilgi almak için koştuğu bir Akif İstiklal Marşı’nı da bu mekânda Mart 1921 günü başkanlığını Mustafa Kemal Paşa’nın yaptığı Meclis görüşmelerinde İstiklal Marşı tafsilatlı olarak tartışılır. Verilen teklifin oylama ile kabulü üzerine, Hamdullah Suphi Bey İstiklal Marşı’nı okumak üzere kürsüye çıkar Mehmet Akif’ten şiiri yazmasını kendisinin istediğini, şairin ikramiye nedeniyle yarışmaya katılmayı uygun görmediğini, ancak görüşmeler neticesinde Mehmet Akif’i ikna ettiklerini, elemelerden kalan son altı şiirle birlikte Mehmet Akif’inşiirini Meclis’in seçimine sunduklarını söyler. Ardından, İstiklal Marşı’nı kürsüden Akif’in yazdığı İstiklal Marşı bu görüşmeden on iki gün sonra Meclis’te yapılan türlü tartışmalardan sonra kabul MARŞI BESTESİMilli mücadeleden dolayı yavaş yürüyen ve geciken beste yarışması, cumhuriyetin ilanından sonra yeniden gündeme geldi. 1924'te Ankara'da Maarif Vekaletinde bir kurul toplandı. Bu kurul, 24 müzisyenin bestesinin içinden Ali Rıfat Çağatay'ın bestesini kabul etti. İstiklal Marşı, metni ve bestesiyle bütün okullara bildirildi. 1930 yılına kadar bütün okullarda söylendi. Ali Rıfat Çağatay'ın bestesinin Türk müziğinin etkisi altında olduğu gerekçesiyle 1930 yılında alınan karar uyarınca Osman Zeki Üngör'ün bestesi benimsendi.
Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşı’nı hangisine ithafen yazmıştır? İstiklâl Marşı, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin millî marşı. Mehmet Âkif Ersoy tarafından kaleme alınan bu eser, 12 Mart 1921’de Birinci TBMM tarafından İstiklâl Marşı olarak kabul edilmiştir. Tarihçe Türk Kurtuluş Savaşı’nin başlarında, İstiklâl Harbi’nin milli bir ruh içerisinde kazanılması imkânını sağlamak amacıyla Maarif Vekaleti, 1921’de bir güfte yarışması düzenlemiş, söz konusu yarışmaya toplam 724 şiir katılmıştır. Kazanan güfteye para ödülü konduğu için önce yarışmaya katılmak istemeyen Burdur milletvekili Mehmet Âkif Ersoy, Maarif Vekili Hamdullah Suphi’nin ısrarı üzerine, İstiklâl Harbi’nin özellikle hangi ruh ve ideolojik çerçeve içerisinde verilebileceğini Türklere göstermek amacıyla, Ankara’daki Taceddin Dergahı’nda yazdığı ve İstiklal Harbi’ni verecek olan Türk Ordusu’na ithaf ettiği şiirini yarışmaya koymuştur. Yapılan elemeler sonucu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 12 Mart 1921 tarihli oturumunda, bazı mebusların itirazlarına rağmen Mehmet Âkif’in yazdığı İstiklal Marşı coşkulu alkışlarla kabul edilmiştir. Mecliste İstiklâl Marşı’nı okuyan ilk kişi dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver olmuştur. Mehmet Âkif Ersoy İstiklâl Marşı’nı, şiirlerini topladığı Safahat’ına dahil etmemiş ve İstiklâl Marşı’nın Türk Milleti’nin eseri olduğunu beyan etmiştir. Şiirin bestelenmesi için açılan ikinci yarışmaya 24 besteci katılmış, 1924 yılında Ankara’da toplanan seçici kurul, Ali Rıfat Çağatay’ın bestesini kabul etmiştir. Bu beste 1930 yılına kadar çalındıysa da 1930’da değiştirilerek, dönemin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi Osman Zeki Üngör’ün 1922’de hazırladığı bugünkü beste yürürlüğe konmuş, toplamda dokuz dörtlük ve bir beşlikten oluşan marşın armonilemesini Edgar Manas, bando düzenlemesini de İhsan Servet Künçer yapmıştır. Üngör’ün yakın dostu Cemal Reşit Rey’le yapılmış olan bir röportajda da kendisinin belirttiğine göre aslında başka bir güfte üzerine yapılmıştır ve İstiklal Marşı olması düşünülerek bestelenmemiştir. Söz ve melodide yer yer görülen uyum Prozodi eksikliğinin esas sebebi de Örneğin “Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak” mısrası ezgili okunduğunda “şafaklarda” sözcüğü iki müzikal cümle arasında bölünmüştür budur. Protokol gereği, sadece ilk iki dörtlük beste eşliğinde İstiklâl Marşı olarak söylenebilmektedir. Mehmet Akif Ersoy marşı Türk ordusuna ithafen yazmıştır.
istiklal marşı kime ithaf edilmiştir